NE GELİR ELDEÖyle güzeldi ki; sanki bir ceylan, Upuzun saçları savrulur yelde. Ona yetişemez, koşsa küheylan, Fırsatı kaçırdım, ne gelir elde. Ne güzeller vardır, gezsen âlemi, Bakınca unuttum derdi, elemi, Versen cezamı da; çeksem çilemi, Sitemler dökülür, coşunca dilde. Endamına bakıp, çektim içimi, Karıştırdım o an rengi, biçimi, Kader Hak yazısı, yoktur seçimi, Ne olursun bir gün bana da “gel” de. Yüzünü çevirmiş dağlardan yana, Sanki ateş düştü damarda kana, Bu kadar güzellik kalır mı sana? Belki akıp gider yağmurda, selde. Halini, tavrını kafama takıp, Hüzne boğulmuştum ardından bakıp, Yaksaydın dünyayı çakmağı çakıp, Madem meylin yoktu; o zaman “öl” de. Nice vadilerden, dağlardan aşıp, Deli çaylar gibi setlerden taşıp, Bazen uzaklaşıp, bazen yaklaşıp, Kayboldu izlerim, silindi çölde. Unutmam demişti, çabuk unuttu, Feryadım, figanım dağları tuttu, Yağmur getirmeyen kara buluttu, Kendi güzelse de anlamaz halde. Yazı boş geçirdim, ümidim güze, Nazına katlandım, vurmadım yüze, Bilmem ki yolumuz varır mı düze? Anladım kabahat sadece gülde. Sabri Koca |
Feryadım, figanım dağları tuttu,
Yağmur getirmeyen kara buluttu,
Kendi güzelse de anlamaz halde.
Yazı boş geçirdim, ümidim güze,
Nazına katlandım, vurmadım yüze,
Bilmem ki yolumuz varır mı düze?
Anladım kabahat sadece gülde.
Yüreğinize sağlık Üstad SABRİ KOCA
Kutluyor ,saygılar sunuyorum.