Mahşer-i yangın
Dayanılmaz acıların çıkmazındayım...
Bu yürek yangın yeri gibi... Bir dokunsan, bin ah işitirsin... Yaklaşma... Sakın... Dokunma... Sende yanarsın... Sende yanarsın... Kim girdiyse bu yangın yerinden... Ateşimi korlayıp öyle gitti ömrümden... Derin yaralar açtılar, izleri silinmeyen... Ondandır suskun hallerim... Ondandır hüzünlü bakışlarım... Ve ondandır herkesten böyle kaçışlarım.. Kızılca kıyametler kopsada... İçimdeki yangının yanında az kalır, boş kalır... Kalır... Kalır... Sonra yüzün yüzümden utanır... Aslında kim görse beni güçlü sanır... Sen görünüşüme aldanma... Oysa kırılgandır benim bir yanım, yaralar içindedir hep bu sol yanım... Ve ondandır, bu ürkek ve tedirgin hallarım... Mazur gör beni... Uykular haram olmuş bana, yaşla doludur gözlerim... Binbir sitem içinde, dilimde küfürlere bulanmış sözlerim... Mutluluk bana çok uzakta... Yüzümde tebessüm mü? Fizan kadar ırakta... Çok uzun zaman oldu gülümsemeyeli... Belki de ondandır, bu bitkin ve derbeder hallerim... Benim her yanım MAHŞER-İ YANGIN... Can kırıklarıyla dolu hep sol yanım... Bir kere pas tutmuş benim yalnızlığım... Son verdim artık, son verdim aşklara... Kapattım kapılarımı tüm sevdalara... Acıtamayacak canımı hiç kimse bir daha.. BU kalp tek başına gidecek sonsuzluğa... Elveda dünya... Elveda... Yazan : Recep Hamza |