İDA'NIN ONURUNA (19)Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiiri okumadan önce, lütfen son günlerde gazete ve medyada yayınlanan Çanakkale Kaz Dağları’ndaki Kirazlı ormanlarının şu andaki kel haline bir bakın! 140 bin ağaç kesilmiş, toprak bagayla tıraşlanmış, buldozerle kazılmış, Siyanür’le kimyalanmış, Arsen’le yaralanmış... Şimdi karşınızda duran; İltehaplanmış bir yara, yok olan, irin-kusan, kangren-kokan 1001 Pınarlı Cennet İda...Elveda!
Hiçmi onur kalmadı sizde;
Bu kadar inanç, o kadar kıvanç ne yüzle? Hiçmi sevda yok gönlünüzde; Bu güzel doğa, bu cennet ida neyinize? Eğer varsa kalbinizde doğa denen tomurcuk solmalı, Bence; Altın hırsın bu kadar gaddar, böyle barbar ve bu denli vahşi olmalı Korkudamı kalmadı sizde? Bir tutam Allah, bir fiskem günah, bir damla iman, azıcık müslüman yok içinizde! 1001 Pınarlı Cennet İda’nın, uçsuz -bucaksız, suçsuz doğanın kutsal toprağındandamı utanmadın ey bela altın! Sen hain, sen cahil, sen sefil, ve sen bencil yaratık. Yok edici Siyanür, Arsen’li zehir içme suyuna katık, öl artık. |
Güce karşı kazanılan ender olaylardan biriydi.
Mücadele edilmeli zalimler ile.
Bildiğim kadarıyla %5 pay alıyor devlet
Yazık.
Siir yer yönü ile çok güzel
Umarım böylesine duyarlı eserler geniş kitlelere ulaşır.
Emeğinize ve hassasiyetinize
Saygiyla
Tebrikler