Hamalbir pir’in ölümü de aynıydı henüz bir fotoğrafa giremeyen kar tanesinin de kesilen bir baş kadar acı vericiydi kesilen bir dal belki daha kırmızıydı bir kandan boşa akan su kimbilir isa’nın elleri kadar acı çekmişti mıh yemiş çarmıh sadece dağ değil tepe değil denizlerde yamaçlıydı bilir misin sarp uçurumdu yürüyene yürüyene üstüne,üstüne yürüyene bir ay ışığında ve bir ay ışığında belirdi üstümüzde altuni sülün kuşunun o paslı kanadı kanadı içimizde durmadan yaralar biz o yaraları kör tırpanlarla mı kaşıdık neden kahretsin neden neden dostumuzu baş üstünde düşmanımızı gönlümüzde taşıdık. |