AŞKIN OTAĞINDA MAVİ GÜLLERÖzneni s/akla, hafız; gününü de sürgüle. Gece düştü madem gözlerinden matemin Özrünü sona saklı tüm derdinin. Kopacak kıyametin iki durak sonrası Elemle kazdığım mezarın her zerresi Sona erdim; aşka erdim Bir eremedim hidayete Maviydi derdim tasam Pembe yanaklarında yorgun afetin Bir de izdiham biriktirdiğim satırların afakı idi Büründüğüm gizem. Yoldan çıktı kimi şiir Şairi kayıp yılların özlemi ile Yola baş koydu sözüm ona mevsim Bir lanet dillendi Bir de terennüm sürgüledi hecelerini Aşkın otağında maviden güller Küle denk düştü her birinin sivri dikenleri. Muhalif idi kimi zaman Kim olduğunu unutan bir nizam Kimlik derdiyle mazinin Yarına yük bindirdi içimdeki figan. Savruk hecelerden de ayrı düştü közümdeki dinginlik Aşka hitabeler sundu başucumdaki kelam Kâh söndü feri kâh söndürdü içimdeki coşkuyu Lal idi alfabe Oysaki koca evren dayamıştı başını harflerin Yalnızlığında beyitler Yangınlarında ateşten fermanlar Varamadığında diğer yakaya Kopup geldiği hangi diyarsa unuttu hafız. Kök söktürdü kimi zaman Köküne sarıldı geçmişin Yarından medet ummadan gömüp de hayallerini Fıtratındaki firarı yok saydı Yaratan Önce acı düştü gözden sonra beşer Önce masumiyet öldü Çocuklar da aldı payını zulümden. Gazabına uğrayıp kötünün Lanetine tüneyip bedellerin Bir solukta tüketti yılları Açık ara farkla ölümdü şerh düşen Ayan beyan zamandı yüreği dününden koparan. Sonrası mı, hafız? Öncesi olmayan hangi masaldı da Yarına şerh düşecekti bilip bilmeden? Hangi masum kalbi belleyecekti eş, diye? Farzı mahal küsüp de cihana Kardığımız hangi lahitte sonlanacaktı masal? |
kutluyorum,Duyarlı o güzel yüreğine ve ellerine sağlık,Dua ve selamlarımla