SEVGİYİ KATIK YAPTIĞIM İLLA Kİ DOST MECLİSİSözcükler… Bir rutinin işgali meşru bir sevdanın da İhanet bellediği her satır başı yoksunluğa Kök söktüren bir lenduha saklı iken Şiirin merkezinde yüzünde melun bir gölge Zifiri yalnızlığa da tek çare. Eşkâlsiz hüzün Sevdasız neşriyatın yanlı serzenişi Göğe kazık kakan bir buluttan nemalanmak Sonlanmaya dair bir mukoza düşün de İşgali sersem gecede inhisar yüklü Sığdan üç beş gölge Metazori bir mevsim aklanan Mendebur nefsin de saltanatı kırklanan aklın Geniş mezhebi Varsa yoksa hürriyet ile çalkalanan Bir düş meclisi. Hadi, toplayın neyiniz var neyiniz yok Haydi, savurun en uçuk küfürleri Ala çalan yanaklarımda hep mi hazan saklı? Sunumunda ihlâslı yüreğin Gel geç şiirler bayat bir fırtınadan sarkan Üç beş kopuk dal. Hüzne biat bu aralar kopuk yapraklar Sancılı mevsim değiştirirken elbisesini Neyim var neyim yok saldığım boşluğa Uyluğunu unuttuğum mazeretlerim Demlenirken düş yokuşunda Kendi halinde ödediğim kefaretim Bir lahzada unutulmuşluğum Bir gölgede savrulmuşluğum. En ağır ithamlar çıkarken yoluma Sevgiyi k/atık yaptığım illa ki dost meclisi Kaldıysa eğer dünden yadigâr Açık gönlümün kapısı Varsa yoksa nazlı hazan püskürten niyazını Dolduruşa gelen geceyi bile zan altında bırakan Körüklü cehalet. Oysaki bilgiyle ördük biz bunca emeği Solan göğün yazılmamış henüz menkıbesi: Sıfatlar araz Seziler yaralı Derdi tasası varsa dünde saklı Yarına meyleden bir düş pazarı Sevilmeden de düşerim yollara hani Sevmekten gına mı gelir, Demenin meali işte uzattığım gönül fenerinde Sönmeden de şiirlerin feri. Varsın taşa tutun sefil benliğimi Düşsem de gözden düşündüklerime katık yaptım Ben rahmeti: İzahı yok ki acıların İnfilakı ha bugün ha yarın. |
Ömrünüze bereket yüreğinize sağlık saygılar selamlar