BİZ DE ÇOCUK OLDUK
Kara trenlerimiz vardı bizim
dumanını savura savura giden hem de katar katar bahçelerimizi çevreleyen iğde çalılarına bir de durup durup ateş atmasaydılar o kocaman gürültülü oyuncakları belki daha da çok severdik Meraklı meraklı çevreyi seyreden yolcular sarkardı pencerelerinden yurdum insanı taşınırdı bir uçtan bir uca köylü kentli kadın erkek Ama en çok ana kuzuları mehmetciklerimiz ilgiyle izlenirdi vatanın hangi bucağından hangi asker ocağına yollanırlardı kim bilir Posta yük treni hiç farketmez nereden gelir saat kaçta nereye gider mahallenin afacanlarında bir ezber bir ezber Babam askerlikte İzmir’den Malatya’ya trenle gönderilince bir gece vakti Ereğli’den geçerken evimizin ışıklarına nasıl hasretle baktığını anlatır yaşla dolardı o yeşil gözleri yok ki haber verecek bir araç mektup yazsa bile kaç günde varacak Bu anının etkisiyle olsa gerek askerler yalnızlık hissetmesin diye midir nedir o mini mini halimizle el sallama yarışına girerdik sonra döner çok iyi bir iş yapmanın gururuyla birbirimize gülerdik Özlem denilen şu duygu inletirken gönül sazını Anısı bile bir ayrı anışı bile bir farklı tly |