Okuduğunuz şiir 12.6.2019 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Şair Ceketli [lll]
Dünya buzdağı gibi[!] Soğuk Siyah boşluğun içinde Yitirilmiş kadınlar gelir vuslat senfonisine geceleri
Kimi [ah] çeker segâh perdesinden Kimi hiç incinmemiş gibi Aşk meclisinde özlem gezdirir en seçkin yerinde Kimi zarif bir mahurla geriye doğru tararken geçmişi Yumruğunla kalbine vurdu da Canı acıdı altında yarası vardı Kimi de dünya sahnesinden indi Geleceği tarhın üstüne gömdü Yeni bir soluk çekti içine İşkence çeker gibi Tutup kendi saçlarından Saldı kendini günahkâr gecelere
Durmadı zaman Ve gecenin en mahrem yerinde Vuslat ahı karıştı ab-ı hayat suyuna Üryan bir kasvetin uzantısında Ateş kesti dudaklar Gecenin yaslı göğsünde
Telaşlı bir vedayla tam kalbinden ateş alan Hicâzla çargâh Zarif bir hüzünle Çekilirken vuslat semtindeki yerine Sıyrıldı poyrazdan serazat bir yel Dünyanın yalan çehresinde bir damar buldu Kendine Gecenin gövdesinden hıçkırıkları yonttu Kutsanmış şarapla İncinmiş notaları ve kırgın güfteleri Gecenin rahmindeki rüyaları kutsadı
Saydım ki tabiat kendini pakladı Saydım ki tabiat kendini akladı Saydım ki büyük bir kabahat işlemişim gibi vicdanımın yüzü kızardı Ve gözlerimi göstermek istemedim
Bir buruksu titreşimle Ürperir gibi oldu çocuksu yerlerim Yan yatırdım kum saatini Çektim kendimi içimdeki kara deliğe bıraktım En asil ahengiyle Hüzzam kavşağından Bir beste havalandı, uşşak makamında Çalkalandı gökyüzü Burçlar yer değiştirirken Yörünge yolunu şaşırdı Ay kendini bulutun arkasına sakladı Rüzgâr topladı yıldızları Karanlık sarıldı geceye
Uzun uzun ıslığını dinledim rüzgârın Çekip çekip kopardım saçlarımı Bir cenin gibi tutunup gecenin kanadına Göğün rahmine bıraktım alın terimi Tam orta yerinden İkiye böldü zamanın katı gövdesini Karanlığın yırtmacından Nur topu gibi bir güneş doğdu kucağıma Ve hiç batmadı Ters yüz oldu hayatım Toprak çekildi ayaklarımın altından Salkım salkım yakamoz döküldü denizin azgın dalgalarına
Vuslatların en güzel sabahı idi Tırmalarken kalbimi türkü kokulu nefesi Canlı bomba gibi bir çığlık vurdu Göğsümün sol yanındaki duvara Delip geçerken dalıp böğrüme Deşti yüreğimi Sanki organlarım birbirine vurdu Bakmaya eğildim de Koşup kapaklanayım bir duaya istedim Lütfen dedim daha fazla titreme yüreğim Bağışla kendini bilmiyorsun o çığlığın sırrını
Öyle masun Öyle duru Öyle güneş yüzlü Öyle aşkı eflatun ki Y/anarken [Cebrail] in kanadı bile secdeye kapanır Herkese nasip değil Bu Allah vergisi… Dilsiz dudaksız Çıksan denizin üstünde yürürsün sen
Sor Musa’ya Sor İsa’ya Sor Rahime[!] Sen nasibin mavi fular gibi boynunda Cana kasteden sancılardan sıyrılıp geldin de Gönlümün başkentine yerleştin
Bu yaşam denen akarda Sana Dört kitabın harflerinden memleket kurdum… Yıldızları bayrak diye tutsak ettim mavinin üstüne Etrafına eliflerden surlar ördüm, zehir zemberek acılar aramıza sızmasın diye Sana Dualardan ilmek, ilmek, lif, lif cibinlik dokudum Âminle örttüm üstünü Yüce tanrıya çok teşekkür ederim Sol yanıma inandığı için
Sancılar içinde Meryem gibiydim Sığındım mehtabın altına Kalbimi kutsanmış ateşle temizledim Yüreğimi ikimizin arasına gerdim Tuttum şarabın ince belinden Sana uyaklardan eflatun ninniler besteledim Her imgesi bir kitaba ön söz olur
Ve sen [Annesinin yarası] Vuslatın [Suzidilarası] Sen, öyle bir vuslatsın ki Tanrısal armağan gibi Her halin ayrı bir ömür Kim bilir hangi halin dokundu hayatıma da Güneşi gören kuru bir dal gibi tepeden tırnağa yeşerdim
Beyaz geceye yürürken Uğurladım kemiğe giren yarayı Bir katre yeşilgözyaşı gibi Aktı dolandı kalbimin attığı yere Hafifçe kısıldı sesim Hüzünler bağışladı beni Sevda koptu yerinden Alev topu gibi körüklenip aktı şiire Hangi değim yeğni kılar bu ulvi özneli
Biliyorsun dimi Sen, öyle metruk öyle kutsanmış duygular koydun ki darlığın yanına Tekrar, tekrar okunası kitap gibi Öyle öğrendim huşuyu Öyle öğrendim yaraya kabuk olmayı
“Yegâhın yegâhı” Yemin istemez Sen, bana öyle şiirsel öyle nazende hisler giydirdin ki Öyle bildim giyinmeyi Öyle bildim ısınmayı Meğer çıplakmışım daha önceleri
A benim sevdamın batmayan güneşi Haydi, maviyi giyindi gökyüzü Gitmeye hazırlanıyor gece [Ab-ı hayata] armağan edeceğimiz Bir dilek tut içinden Kaldır kadehini kendi şerefine Gülümse gökyüzüne
De ki Sevgili Emil Cioran hiç kuşkun olmasın Bu eflatun sevda[!] Öylesine zengin öylesine felsefi bir sınavdır ki Aciz birini Sokrates’in dengi yapar Yapmadıysa o da benim ayıbım olsun
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şair Ceketli [lll] şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şair Ceketli [lll] şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
harika bir yürek sesi
seçki kuruluna teşekkürlerimle
tam isabet güne gelişi
başarıların daim olsun