KİBİRLİ GÜNCESİ ELEMİN...Unutulmuşluğun iksirini içti İçine düşülesi kuyunun varsa eğer bir meşrebi Uyuttu kuytuları mavi iklim Göçebe ruhların pervazında gaipten gelen bir inilti Düş balyalarında aşkın varsa yoksa hikmeti. Duman bürüdü gözlerini zaferinde düşkün öznenin Aşkı ihya eden bir özlemdi ve çaresizlik Ilık meltemin doğurgan haznesinde Yorgun müridi mevsimin ve de bir lal hecede Gizlenen bulut kadar savsak ve beyaz Ve pervasız bir ibare Düş yorgunu gürbüz güneşin de Ehli beyit haşmeti Sadece durağan hayatlardan çalıntı bir müfreze. Yan batan bir tekne; Dümende aşkın illet nefesi Göğün kıvrımlarında hülasa bir beyit ile vuruldu gonk Haşmetli sevdaların kibirli tininde Bir yakamoz kundaklandı ansızın Ne Tanrı idi yetkin ne de elemdi metni Aşka konuşlu kabrin. Şimdi izafi bir rotada Derdest olmuş yüreğin kopuk kancasında Asılı benim yitimim Ne de olsa dünden beri sönük feriyim İçimdeki kayıp mealin. Aşka hürmet ettiğim devasa bir mabet Yana yakıla sevip yaşamakla geçen izafi bir mevsim İçinden çıkamadığım görkemli kabrim Gelip gidenlerin olmadığı yalnızlık kitlem Karan mı yüreği o ferman? Yoksa tökezlediğim bir fetva kibirli güncesi elemin? Zaaflarımdan ayrı düştüm bu mevsim Varsa yoksa nazım niyazım Elbet karşılık bulacak Hakkın nezdinde. |
Sonsuz sevgimle...