Bahaneleştirmemek gerek
Susmalar yetmiyor bu yalan dünyada
Dürüstlük misafir gibi,gelip geçiyor Gitmesin diye çok yalvarırsında Takasa mahküm gibi Bir yalana yine satar seni Ettiği kadar değer,dedik Her seferinde Verilen değeri,değerleri Bir eyer gibi sarıp sarmaladık her seferinde Buda yetmezmiş gibi Yükün üstüne yükü yükleyenlerin Aldıkları ahların Sessiz çığlıklarını İşitiyor olamamaları çok acı Özünden geleni Söze vurmak Dahası da göze vurmak gerek bazen Bahaneleştirmemek gerek Leşlere dönmemek için Bir kenara atılıp Düşmüş kanatlarına can gelsin diye Keşkelerle sarılmamak gerek Mazinin koyu karanlığında Karanlığın derin batağında Yılana,yalana sarılmamak gerek Gerekçesi yoktan Bahanesi boktan hayatın Yorgunluktur nefesi kesen Af çıkmış tüm kırgınlıklara Salınıvermişler sağo sola Alışmışlar bir kere Bin tövbe de etseler Müebbet çığlıkları yükselir Arşa Ters düşerim terazinin eşit olmayan iki koluna O da bırakmış adaletini,öte dünyaya Taş yığınlarının arasına sıkışmış hayatlar Kurumuş toprağın,yağmura hasreti gibi İnsanoğlu,merhamete ve sevgiye aç Soluk bakışlı insan manzaraları Dünyanın etrafını sarmış Yüreğime işlediğim,renksiz uğultular Zulümün yeni kurbanları Yıllar elimde ufalanıyor Yıldızlar tek,tek düşüyor Gökyüzü delinmişcesine boşalan yağmur Silip süpürüyor yıldızları Bir gün hepimiz düşeceğiz Ve Yağmur Silip süpürecek hepimizi Ardından kalan sadece Allahüekber sesleri |