0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
742
Okunma
Gül bülbülün değil, bülbül gülün değil;
Gülistan da dahil, cümlesi Mevlâ’mın;
Bir aşk var demektir, başka bir şey değil…
Meşkhâne, aşk, âşıkgil… cümlesi Mevlâ’mın…
Bülbül böyle sever, gül yâri şahâne!
Gûya, gülü sever, gül gayri, bahâne…
O ibâdet eder, ma’bedi gülhâne;
Gül, bülbül, gülhâne… cümlesi Mevlâ’mın…
Gülistanda bülbül, bülbül ağzında gül;
Aslında gül ödül, hak ederse bülbül;
Hak eder “Hakk”derse; zaten Hakk der bülbül;
Gülistan, gül, bülbül… cümlesi Mevlâ’mın…
Bu ana dek bülbül, bu andan sonra biz…
Ettik gönlü düldül, gideriz Hakk’a biz;
Anda varır gönül, vuslat ederiz biz;
Gönlümüz, sevgimiz… Cümlesi Mevlâ’mın…
Bülbül Hakk’ı anar, şakımak, bahâne;
Öte öte yanar, Hakk aşkı şahâne!
İbâdetgâh arar, gelir gülistâne…
Destâne, mestâne… cümlesi Mevlâ’mın…
Nâmesi nâmedir, pek ulvî manâdır!...
Zümrüt sedâsıyle aşkına temâdır;
Hem o şakıması Hakk’a bir senâdır!...
Ses-sedâ, nidâdır… Cümlesi Mevlâ’mın…
Bülbül öte öte, güller koka koka…
Ederler ibadet yaratan yâr Hakk’a;
Böyledir hakikat, kapılırlar aşka;
Ne varsa da başka, cümlesi Mevlâ’mın…
Âşıklar öyledir; yüzünden bellidir…
Özünden öyledir; sözünden bellidir…
Sözünden söyletir; gözünden bellidir…
ALİ, veli… Cem-i cümlesi Mevlâ’mın…