ReyhaniDurun anlatayım şah-ı ozanı Âşîklar içinde tekti Reyhani Şehr-i Erzurum’un gönül izânı Sazının telini yaktı Reyhani Hakikât erbâbı mânâ eriydi Hasret kervanın akan teriydi Özü sözü birdi bizden biriydi Dünyaya bir garip baktı Reyhani Hasankale’sinin yeli gibiydi Sevda pınarının gülü gibiydi Okuma bilmezdi ali gibiydi Ceht etti su gibi aktı Reyhani Alvar’a sığmadı kabardı durdu Hicrâni bundaki cevheri gördü Reyhani’sin diye mahlâsı verdi Sazını bağrına çekti Reyhani Küserek yurdundan hicret eyledi Yıllarca gurbette çaldı söyledi Vatan millet dedi onu soyladı Hasretten dişini sıktı Reyhani Miskin abdal gibi gezdi dolaştı Diyardan diyarı böylece aştı Yandı yandı durdu yandıkça taştı Yolların kahrından bıktı Reyhani Kıymet bilmediler saran olmadı Başı dara düşse yarân olmadı Susasa bir tas su veren olmadı Kimse sırt vermedi çöktü Reyhani Gönül meclisinin piri gibiydi Yaşarken ölmüştü diri gibiydi Kelâm ustasıydı nûru gibiydi Sözünü türküye döktü Reyhani Deli boran gibi çağladı durdu Yâr yaram diyerek ağladı durdu En son dudağını bağladı durdu Sanki bu cihana yüktü Reyhani Bir gün dönmek için ahtı var idi Yüzüne gülmeyen bahtı var idi Makberî ozanda tahtı var idi Son emre boynunu büktü Reyhani ___________Makberî |
Şiirlerinizi severek ojuyorum paylasiyorum bazende..