TAŞ BEBEKLER TOPLULUĞU
TAŞ BEBEKLER TOPLULUĞU
Anlatacak çok şey var. Eskiden yürekler daha bir güzeldi sanki. Ne kadar kendimiz olabiliyoruz şimdi ? Ne kadar sığ düşüncelere sahibiz? Sorun da burdan basliyor. Beni sinirlendiren insanlar ! Kafaları Ankara Havası. Ukalıkları diz boyu... Düşüncesizlikleri bıyık altı sırıtma. Kahve makinasının başındayım. Düşüncelerim allak bullak. Anlatmak istediklerim yarım yamalak. Asabimiyim bu yüzden? Sanirim evet. Kimseyi tanımanın gerek olmadığı kanaatindeyim. Kendimi gün gün saklayıp, Kimsenin beni tanımasına izin vermemeliyim. İncinmelerim minimum seviyeye inmeli böylece. Taş bebekler topluluğu hepsi. Hepsinin yüzünde soğuk makyajlar. Sahtelikleri gökyüzümü deldi geçti her daim. Kendilerini bir bok zannedip baskalari ile dalga gecenlerden bıktım. Uzaklaşmalıyım. Bir şarap bardağıyla nehir kıyısında olmak daha güzel. Ben aslinda hosuma giden bir resim çizmek istiyordum. Okumadığım kitaplarda kimler kahramanım merak ediyordum. Posta kutumda iki üç mektup hiç olmadı. Aniden gelen misafirleri de oldum olası sevemedim. Tavuk göğsünü ince ince dogramak mı her şey. Basima bela acacak buda. Nane yapraklarından likör tadındamı sevmeler . Liseden bir sınıf arkadaşım Almanya’daymış bana ne ? Bazi günler hic benlik degil. Sinir oldum biraz. Anlamıyorum, Bazen insanlari gercekten de anlamiyorum. Ne olurdu kanatlarim olsa da uçsaydım herkesten ? Bu gün o günlerden biri. Sonra döndüm bu duruma üzüldüm. Bol bol kitap okudum yine yollarda. Sevdiğim bir arkadaşıma kravat iğnesi aldım. Başımı atkımın içine gömerek evime döndüm yine. Kilerdeki gül reçeli şekerlendi mi acaba ? Gökyüzü olmasa ne yapacağız biz ? Şimdi çay demliyorum, isteyen var mi? ARZU GÜNAL /8.5.2019 |