KAFES
Ah!
Bir an neredeyse Toprağa inanacaktım... Çelişmiş suret çokluğunun Kederlerimi anladığını ummuştum. Krizantem renkleriydi beni mest eden Sahi duran papatya gamzeleri ... Bu yüzden, Hüznünüzü hapsedin kalbinize Ele veren gözlerinize değil... Soytarı gülümseyin Kahkaha seslerine hüzünlü eşgalinizi gizleyin... Pranga vurun hatta yapabilirseniz Çıkamasın göğüs kafesi ardına Sevmediğiniz kafeslere sığının Çırpınsın Toprağın rengini duymasın Göğün mavisini bilmesin ... Özgürlükle dün konuşan çare bulamaz Merhameti keramette arayan yarına koşamaz Kılıcı kınında düşünen zafersiz çıkamaz Sabrı zihnine dolayan toprağı tanımaz... Az evvel vazgeçtim toprağa inanmaktan Kederi sakladım cümlelerin israfından Cihan koca değil şehr-i kabristan Gezdim, din/dim, çekildim zamandan... Aybüke |