İ S E N
Gelmez hûş bir kelâm usa, aşkından bî haber isen;
Bülbül olsa dilin susa, bin gülle de hazar isen; Nâ hûş diyârdır” Tûr” olsa, o diyârda bî yâr isen; Boştur el, olsa da asâ, aşk-ı yârdan ağyar isen. Kelâm et, hitâb et, susma, bir beraket kapar isen; Hesâb et, kitâb et, durma… bir feraset yapar isen; Oku, okut, öğret, bıkma, bir ferağat yapar isen; Bil, bildir, sev, sevdir, sıkma, bir belağat yapar isen. İlm ki sevdire, yandıra, gönül ile dalar isen; Hem dalar iken kandıra, bulduğunda sarar isen; Hem buldura da buldura… arar gibi arar isen; Öze erdire-vardıra arar iken yanar isen. Aşk gönülde, gönül tende, yani sende, arar isen; İçindeki sana senden daha yakın, anlar isen…!... Göremezsin, gördüğünde ki, kendini görür isen; Sevemezsin, sevdiğinde ki, kendini sever isen. Bil de bil sen, sevdiğinde bildiğini bilir isen… Sev de sev sen, bildiğinde sevdiğini sever isen… Sevdiğini, bildiğinde sevdiğini bilir isen Bildiğini, sevdiğinde bilirsin sen, bilir isen. Aşk ilmi ilim aşkından kestirmedir, kapar isen; İlim aşkı aşk ilminden estirmedir, sapar isen; Aşk âşıka sevgiliden sezdirmedir, çakar isen… ! Cennetteymiş gibisinden gezdirmedir, tadar isen. Aşk nârı her şeye çâra, dâhi nâra dûçâr isen; Kendi nârına da çâra imiş yâra dûçâr isen; Götürür yâra dûçâra, böyle nâra dûçâr isen; Yâra dûçâr olmak çâra, Arşı gibi çâr-çâr isen. Var tabele mahfûz Levh’ten ve-l Kalem’den, okur isen; Var amele kim felekten, e-l âlemden, anlar isen!... Çâr hamele kim melekten, Arş’tan tutar, bakar isen; Muâmele muhabbetten-aşktan hepten, anlar isen!... Geçerken deverân, aşkta ilmek dokur, okur isen; Dûçârken anlarsın sen de aşkta fokur fokur isen Tekâmüldür dûçârlıkta çârçârlığı bulur isen; Eh! çıkarsın elmaslığa, kömürlükten çıkar isen. Urve-i uhrada çâr nâr en halîmdir bağlar isen; O dem iltimaslar sağlar urve-i elmaslar isen; Tekâmül olur elmaslar ele iltimaslar isen; O dem ûz olmaya başlar, olmadı diye ağlar isen. İşte bu enzîmdir çâra, sabr-û sebatla ikrâr isen; Suyudur elmasın bu ara, tam deminde demler isen; Elmas iltimastan ola, tam de’binde yanar isen; Gayri, en son ayar ola, ısıca siccîn-nâr isen. Aşk ateşindir siccînin, hiç söndürme yakar isen; Yanar gündüz geceleyin doğru odun çatar isen; Odun yaştır geceleyin; yanar, bolca atar isen; Elmas kılar hararetin ayarında tutar isen. İyi tut aşk siccînini, söndürürler patlar isen; Sakla orda cevherini, bak harcarlar atar isen; Yitirirsin değerini, bol bol her dem saçar isen; Kömürleştirir hepsini, her mezadta satar isen. Ne ki nihân, düşmez asla kadri eğer saklar isen; Ne ki ayân, gözün doya, dâim görüp bakar isen; Hele şâyân ise daha vahim, alıp tutar isen; Etmez kadri hiçbir bahâ tâ ki ona doyar isen. Söndürme hararetini bir tutuşup yanar isen; Bil kadrini-kıymetini, iltimâsa uğrar isen; O iltimas ateşini gece gündüz yakar isen, İltimas bil kadrini, bir de nâriyle hemharr isen. Dönersin o zaman asla o harr ile envâr isen; Dönemezsin aslâ, asla o harr ile nâ ayar isen; Urve-i uhrada bilhassa hâlen envâr-ı çâr isen; Ürye-i urvede hâsılat olmamıştır sayar isen. Hâsılatsa iltimasa dûçâr olmaktır yanar isen; Yani dönmektir elmasa, tekâmüle şiâr isen; Bu geçkidir çâr-çâr’lığa, firâsette kibâr isen; Hem çâr-çâr’sın hem çâr kûşe ger Arş gibi diyâr isen. Arş gibi diyâr olmasa gerektir, ger bakar isen; Çâr köşesi aşktan olsa gerektir, ger anlar isen!... Âhir zemân semân köşe; hamlettir iş, duyar isen; Yâre vuslat demi ola; halvettir eh, uyar isen. ALİ isimli kelb’ten bir nübâhî ses duyar isen, Hep nefsindeki elb’tendir, çünâhı çok… duyar isen; Nice aded-i hülb’tendir günâhı, çok… sayar isen; Ağlar ama, hep kalbtendir, künn âhı çok… anlar isen; Neden ağlar anlarsın sen de onun gibi ağlar isen. |
Şiir hayatın gerçeğidir…
........................................ Saygı ve selamlar..