Bilmezsiniz
/…Neresinden başlanır ki anlatmaya
Her yanı yarım bir hikayenin ? …/ Hiç sönmemiş bir toyluk kıvılcımı bu Yahut Kör bıçaklara uzanmış kurbanlık bir koyunun boynu; en olmadı bitimsiz aşk hikayesi bile diyebilirsiniz mahzuru yok ; bilirsiniz… Bitmemiş sürgünlerden geliyordum oysa ki Elimde kalan hiç tükenmeyen acıların iyesi bir geçmiş ve umudu hep baki bir gelecek/ti … Siz bilmezsiniz aslında Ne yalanlar biriktirdim gözlerinizde, Ne acınası duygular vurdu karaya Denizin hiç olmadığı Karanlık ve uzak şehirlerinizde… Oysa hiç gitmemiştiniz oralara; Siz bildiğiniz coğrafyaların koordinatları belli konforundayken, Haritalandırılmamış yaban bölgelerin Acemi kaşifiydim ben… O sebepledir ki ; Pür-i pak bir kirlenmişlikti üzerimdeki, İnanmazsanız avuçlarınız içine bakın Nasıl da tertemizdi ! … Halbuki en çok da siz oynamıştınız çamurlarımla ; Bayramlıklarınız üstünüzdeyken Yeni yetme Rüya’larımı bile Kirletmeye çalışmıştı tertemiz elleriniz ! Ama şanslıymışım yine de ; Siz Kirlenmeyi de bilmezmişsiniz… Ne hikayelerim vardı oysa benim ; Elimde kalakalmış bir yarım bir düş, Yokluğun derin kabusları, Ve iç sızısı yalnızlığı Gün’ün… Halbuki bilmezsiniz siz Aslen gecedir yalnızlığın hakiki iyesi; Ki Bu yüzdendir zaten İçimin Ay’la Güneş gibi yer değiştirmesi… Dedim ya Bilmezsiniz siz ; Ya da bilmezden gelirsiniz… İkibinondokuz’un Nisan’ı İstanbul... |
Yüreğine emeğine sağlık
______________________________Selamlar