Tanrım, Çocukluğumu Geri Ver Bana
Genç bir kadının intiharı üzerine, şiddete, tacize ve tecavüze uğrayan tüm kadınlara
Tanrım, çocukluğumu geri ver bana; Gerçekleşmesi hep düş kalan düşlerin Ve düş kırıklığımın -kor ateşte harlanan kör bir bıçak gibi- Yüreğimi -kanırta kanırta- yerle bir edip/ henüz yakıp yıkmadığı… Ve bir rüzgâr gibi Avuçlarımdan kayıp giden dostların hasretini Ve ayrılığın ve yalnızlığın Ve ölümün anlamını henüz çözemediğim… Tanrım, çocukluğumu geri ver bana; Kırılan bir kalbin ve aşkın acısını henüz hiç tatmadığım Ve koca bir denizi bir nefeste yutar gibi Kederden boğulmanın anlamını henüz bilmediğim Ve bir insanın -acı ve gözyaşlarıyla- Nasıl da kırıla kırıla -yapboz gibi- Paramparça dağıldığının ayırdına henüz varamadığım Ve ana rahminden doğduğumda Aldığım ilk nefesin ciğerlerimi yakan acısından başka Hiçbir acıyı tatmadığım ve hiçbir acının anlamını bilmediğim… Tanrım, çocukluğumu geri ver bana; Gazete sayfalarını henüz okuyamadığım Ve ölüsünü çirkin bırakmamak için geride Çok beyaz ve ama çok beyaz giyinen -gelin gibi- Çok güzel ve ama çok güzel süslenen -dünyayı süsler gibi- Çok güzel ve ama çok güzel kokular sürünen -çiçek tarlalarından- Çok güzel ve ama çok güzel rujlarını -kan kırmızı- Defalarca ve ama defalarca dudaklarına süren -ölümcül bir öpüş gibi- Çok güzel ve ama çok güzel bir kadının -ve ama o kadar çok kadının ve ama o kadar çok kadının- Günlerce ve ama günlerce aynanın karşısında kendine bakıp bakıp Ve ama ne kadar çok intihar Ve ama ne kadar çok intihar edişinin anlamını henüz hiç bilmediğim… Tanrım, çocukluğumu geri ver bana; Hayatın karşısında pes edip Diz çökmenin ve yenilmenin yükünü Yüreğime yıkılan bir dağ gibi sırtlayıp henüz taşımadığım Ve savaşlar boyu, ölümü hep oyun belleyen Ve her anı sadece ölüme yürümek olan zamanın Yaşamayı anlamsız kılan anlamını henüz öğrenmediğim… Tanrım, çocukluğumu geri ver bana; hemen… Şubat 2019 |