…DİYE İSTEDİM ALLÂH’IM !
Bir dîl ver bana Allâh’ım, aşkınla şeydâ olacak!
Öyle dîl ki, o dîlde aşk bir kara sevdâ olacak!... O sevdâyla tutuşacak, zâtına fedâ kılacak; İbâdet edâ olacak diye istedim Allâh’ım! Kılınmayan sevdâ dîlden, yâr cüdâ olup firâktır; Kavrulanın hâli dîlden, berhudâr olup durmaktır… Aşksızlık nârda kalmaktır, harr-û nâr olup yanmaktır; Târumâr olup kalmaktır diye istedim Allâh’ım! Olmaya sermaye kula dîlde bir zerre aşk gibi; Kula sekiz uçmağ kıla dîlde bir kerre ışk gibi. Dîlde bin ışk aşkın fi’li, ışk saçar dîl bir şavk gibi; Yok hiçbir şey bu aşk gibi diye istedim Allâh’ım! İsim arar, bakar bakar ehl-i şavka aşktan ağyâr; Yerde görse mecnûn sanar, gökte görse ufî sanar; Şavkı alan eski dâr aşar, ardından eski dâr bakar; Varılan yeni dâr, dîdâr diye istedim Allâh’ım! Eski dâr dünyâ, fenâdır ve hem tüm ehl-i dünyâdır; Yeni dâr seyr-i dîdârdır; sevenine yâr, Hüdâ’dır; Yârla olmak bî cefâdır; halvettir, zevk-û sefâdır… Medâr-ı iftihâr o vardır diye istedim Allâh’ım! Aşksızlar Hakk’ı sevemez, sevmeyen dîdâr göremez Ve de cennete giremez, Hakk cemâline eremez, Da’msız cennete giremez; da’m aşktır, da’msız eremez; Kulun halvetsiz edemez diye istedim Allâh’ım! Aşk ilimdir, ilim aşktır, dervişe şavktır, dellâldir… Ufk-i ilm bidâyettir aşka; o bambaşka harârettir, Nice neşve, nice meşktir… ehl-i telvîne berâkettir Berâket de kerâmettir diye istedim Allâh’ım! Aşk elzem ehl-i telvîne seyrânda, elvân gâhında; Ehl-i telvînse temkîne anda varma tamaında; Bu tama’ ile makâmdan makâma geçme ânında Belki oldurur ânında diye istedim Allâh’ım! Elmas en bahâ dünyada, çün pişmiş siccîn içinde; Hepten Leylâ’ya âmâde binlerce pişkin içinde… Leylâ’nınsa onca elmas, Mevlâ’nın da aşk biçiminde Cevheri var kâlb içinde diye istedim Allâh’ım! Bahalı elmas daha az, bahâsı aşktan daha az… Aşk daha bahâ elmastan, çünki elmastan daha az… Ama en çok o, değil az, kaybolduğundan bize az… Ondan bize de ver biraz diye istedim Allâh’ım! Allâh’ım! Bir dil ver bana, habîbini anlatmağa; Sana habîb, bize tabîb… hikmetini anlatmağa; Sünnetini doya doya ümmetine anlatmağa; Sebebtir şefeat olmağa diye istedim Allâh’ım! Ne dil yeter ne bir kelâm, anlatmağa gelse âlem… Bitiremez hem hiç bir dem, âciz kalır nice kalem… Nûru a’lâ şavktır her dem; battı gitti nice zulem… Tanısın onu el-âlem… diye istedim Allâh’ım! Ta’rîfini edemedim, arttı bundandır elemim, Aciz kaldı tüm kelâmım ve de şol nâçar kalemim; Söz yetmedi, ne edeyim? Özden göze geldim gittim… İlle dille de diyeyim… diye istedim Allâh’ım! Diyemezsem yerinirim, eğer dersem sevinirim; Çok bî çâre bencileyin; sünneti çâre bilirim, Sünneti ihya ederim, sevinir de sevinirim…!... Beraatı elde ederim diye istedim Allâh’ım! Sünnet denen ni’metine sahib olan ümmetine ait ni’met hürmetine yârab! uydur sünnetine; Erdir şefeat minnetine, lâyık kıl beraatine…!... Vesiledir cennetine diye istedim Allâh’ım! Yâ rabbi! Muhabbet ettir, onu her dem hep sevsinler…! O habîbin Muhammed’tir, hep ardın sıra gitsinler… Ümmeti güzel ümmettir, sünneti ihyâ etsinler; Sekiz cennete gitsinler diye istedim Allâh’ım! Bir göz ver Allâh’ım, ancak âleme neşriyân olacak! İlm-û hikmetle bakacak, kaleme şâyân olacak, Ledünnî galeyân olacak, gâibân hayrân olacak; Garîbân bayram yapacak diye istedim Allâh’ım! Nûrundan ola göz ışkı, aşk iledir ışk salışı; İbretleyse göz dalışı, eh bu ışktan aşk oluşu; Aşktan da âşık oluşu, âşıktan da meşk oluşu; Dinleyende şevk oluşu diye istedim Allâh’ım! Tâ “kâlûbelâ”dan beri göz nice görür ışkı ile… Işk aşktan, aşk Hakk’tan vücûd bulur hep yakışı ile; Gözün özü rûhun ışkı, her bakışı aşkı ile… Öz, söz, göz… aşka alışı diye istedim Allâh’ım! Bir ibâdet ver Allâh’ım! vuslata arac olacak, Dîl hızıyle nâgâhân kılacak; ufu-layıp sirâc kılacak, Telvînden ihrâc kılacak, temkîne mi’râc olacak; Rûhuma mizâc olacak diye istedim Allâh’ım! Katından bir tâc tak yâ Hakk! tek sana muhtâc kılacak; Aşk olsun o tâc muhakkak, tenime mizâc olacak; Başa hep o tâc olacak, nâs ona muhtâc olacak; Kâlb sana müştâk olacak diye istedim Allâh’ım! Letâifte mi’rac için aşkın ihtiyâc olacak; Bu aşkın ile nice dîl sana iştiyâk duyacak; İştiyâkınla doyacak nice nasibli olacak; Belki ALİ de olacak diye istedim Allâh’ım! |
Kalemin susmasın
_______________________________Selamlar