CENNET ONUN İÇİN GÜZEL...
Verdiysen sen neye değer, yârab o her şeye değer…
O toz bile olsa eğer, bir gün gele Arş’a değer…! Süslenir onunla her yer, cennet bile olsa eğer; Değer Habîbinmiş meğer!... Cennet onun için güzel... Eksiklik varmış süsünde Arş’ın belki de…! ki, eğer Olmasaydı, Arş gözünde süs olmazdı, bulmazdı değer; Hatırı olan aslında sevgili ayağıymış meğer!... Gayrisi bayağıymış meğer; cennet onun için güzel!.. Kıvâmlanma çaresiymiş süsün o toz, bulmuş meğer; Tamamlayan pâresiymiş süsün o toz, konmuş meğer; Süslenen yek pâresiymiş Arş’ın o toz ile meğer, Ama sağı fazla değer; cennet onun için güzel... Sekiz cennet pâresiymiş süsce Arş’ın bunca meğer, Ama gene eksik imiş buna karşın bunca süsler… O toz ile yek pâreymiş süsce Arş’ı, bulmuş değer; Arş bir çarşı imiş meğer; cennet onun için güzel... Süslüymüş Arş’tan her karış ve de kapladığı her yer… Sürdürmüş aşktan bir yarış, ma’şûka doğru her sefer… Mi’râcmış aşk, tam bir varış sunarmış âşıka meğer, Yanarmış ma’şûka meğer; cennet onun için güzel... Ma’şûk güzel ya! Cennet de ondan güzelmiş meğer! Âşık gönlünü, ma’şûk da cenneti bezemiş meğer, Âşık sevmeğe, ma’şûk da sevilmeğe özenmiş meğer, Çün ma’şûk güzelmiş meğer, cennet onun için güzel... Dâhi cennet pâresidir bir tozun, süs bulmuş meğer, Şebnemle tâ kendisidir o tozun cennete değer Şebnemi aşk denizidir, öyle olmuş süt, bal, kevser… Bir de yâr(!) kokusu eser, cennet onun için güzel... Güneş bile tozu imiş o menbağ-i nûrun meğer; Bize tozun tozu imiş gelenler; gel, gör, bak, neyler…? Görünür de görünür imiş onunla bunca nesneler Ve daha nice âlemler… Cennet onun için güzel... Türâbdan değilmiş o toz, Rab’dan imiş bulmuş değer; Konmuş Arş’ına nûrân toz, o sekiz cennetmiş meğer, Bir de mi’râcda gelen toz, onunla dokuzmuş meğer, Yerine oturmuş, gezer; cennet onun için güzel... Dokuzu da nûrundan imiş o sahib-i tozun, meğer; Arş’ın ahir süsü imiş biri o dokuzun meğer; Bu son süs husûsi imiş; denmiş, böyle bulsun değer; Fazlalık değilmiş meğer; cennet onun için güzel... Süslemekten sayılmayan her şey leke ise eğer, Süslenenden ayrılmayan her şey bir süs imiş meğer; Habîbine takılmayan her şey leke imiş meğer, Takılan süs imiş meğer, cennet onun için güzel... Arş durur mu hiç gâhında, aşktan dört köşedir, gezer… Arş bu, yanma tamâında, aşktan pür şu’ledir, gezer… Çizilmiş güzergâhında aşktan serhûşedir, gezer… Orada hûşedir her yer; cennet onun için güzel... Kâinât ki, ışk hüzmesi, küme küme hepsi gezer, Balı, kevseri… süzmesi; cennete süzmesi geçer; Başka susayan gelmesin, aşka susayanlar içer; Süt bal içer, kevser içer; cennet onun için güzel... ALİ burada bir pis toz kalmış da sürünmüş gider… Mecnûn şeklinde bir tinkoz olmuş da görünmüş gider… Gıyâbında nice fiskos…!… almış da yürümüş gider… İşi gücü hep sabreder; cennet onun için güzel... |
en mümtaz duygular gönlünüzden hiç bir zaman eksik olmasın.
Saygı ve hürmetlerimle.