SAADET
Ne kadar yaklaştıysam
O kadar uzaklaştı. Cana kıyıcı bir kıymıktı Dokundukça daha derine kaçtı. Çocukken kapısını tekmeleyip kaçtığımız O acuzeden farksızdı hayat. Oyunda kaybettiğimiz gazoz kapakları, Yitirdiğimiz misketler, Dikenli tellerde sönen rengarenk toplardı. Hayat bayramdı çok kısa da olsa. Beş yaşındaki bir çocuğun Eline tutuşturulan pamuk şekeri, Erimeye yüz tutmuş kar helvası, Bazen de balonun ipi Sıkıca parmaklarımıza dolanan. Kıyıcı bir heyulaydı hayat Yuvaları bozup dağıtan Boyunduruğa vurulu bir yolcu Esamesi okunmayan bir parya. Babasından azar işitmiş Küçük bir kız çocuğunun Bükülen dudaklarıydı Hüznü en derinden yaşayan gözleri. Ne kadar çırpındıysam O kadar uzaklaştı. Cana kıyıcı bir haramiydi Bir soyguncu, at hırsızı... Yıkıcı bir depremin Enkaza çevirdiği kentin Terk edilmiş sokaklarıydı hayat Ne kadar yaklaşırsam O kadar anlamsızlaşan. |