GELİNCİK
kızıla çalan mavi gecede
dile gelmeyen duygularımın esaretinde kalabalık yalnızlığım sarmalarken beni vurgun yemiş yüreğimden sessiz bir çığlık yükseliyor arşa doğru yüzümün ayazında siyah bir gülümseme beliriyor güneş kavruğu dudağımda dilimde ise yanık bir türkü sonbahar hüznü tadında mehtapsız gecede,sessizliğin koynunda çaresizliğimi emziriyor alaca karanlık hüzün kokulu bulutlar ağlıyor iç çekiyor iyot kokulu denizler gözlerim gözlerine nehir olup akıyor aşina bir hüzün çöküyor içime sevgim yüreğimin önünde diz çöküyor sert bir karayel fırtınası esiyor içimde sükûtun küllerini savuruyor gelincik tarlası yüreğim kan ağlıyor zamanın sarkacında dipsiz bir kuyu yalnızlığım gecede gözüm kara çok seven arsız yüreğimde her daim yama,her daim yara gecede mavi bir düş böler uykumu özgürce dolaşır gözlerim gözlerinde üzerime gelir sana dair ne varsa gecenin terasında buluşur ay’la yıldız yaşarım seni gözlerimdeki cennette ey kırların kırmızı narin gelini ey hüznün uzun boyunlu kan çiçeği ey hasadı olmayan yürek tarlasındaki tohum ey al yanaklı,güleç yüzlü bahar ey gönüllerin sevdası,dilsizlerin yürek dili efsunlu bir sevdadır gelincik onda her mevsim bahar sanırsın sonbaharı ona dokunduğun anda anlarsın papatyalar bile hayran kalır onun güzelliğine sırlar saklasa da bilirim,razıdır o kaderine AYLA CERMEN TÜFEKÇİ ⭐️🌙 |