YOL YORGUNU
Asırlar süren yolculuklarım var benim
Nasır tutmuş üşüyen ayaklarım. Düşen bir su damlası belkide ilk cemrem Uğrak veriyor yüreğim bin yıllık kervansaraylara Huu...han sahibiiii ! kimse yokmu diyerek giriyorum Kordan duvarlar sımsıcak sarıveriyor bedenimi Ayak sesleri var derinden içimde tarifsiz bir huzur... Bir sis perdesi yürüdükçe açılan Destide su, yanı başında maşrapa Bir miktar doldurup içiyorum Ateşin çıtırtısı , pencereden sızan ışık Gelen kim giden ne... nedir bu enfes koku ? Beni bekleyenler var biliyorum..! Kapatın kapıları , örtün üzerimi Yol yorgunuyum ve ÜŞÜYORUM... İç sancılarım var benim içten içe sızlayan Her adım atışımda çatlayan , kabuk tutmuş yaralarım Gayesi dünya olan her insandan aldığım kesikler Dikiş bile tutmaz olmuş incinen yürek tenim Sığınmışlıklarım var , dar kovuklara gizlenmişliklerim Yaradanın emanetini , saklıyorum her defasında Ruhul emanetim , görünürde olmayan suretim İçim titriyor arada, derinden bir iç çekiş Elde olmadan irkilmelerim var Çarptığım duvarlardan her dönüşümde ki ahh larım... Su , ekmek gibi günlük yakarışlarım , dualarım Parmak uçlarında saklı dizelerim Rüyalarda her seferinde yok oluşlarım... Bırakın şimdilik sessiz sonsuzluğuma Kapatın kapıları, örtün üzerimi Yol yorgunuyum ve ÜŞÜYORUM Yazan ; Selma Çanakçıoğlu 18 Şubat 2019 |
Emeğine yüreğine sağlık usta
___________________________Selamlar