BAL İMİŞNice ilm kavram imiş, kî(y)l imiş, kâl imiş … İrfân kıla onu kim, sadrına hâl imiş; İrfân kılmaya kim onu sadrında her kez, Sırtında odun yüklü hodul hammâl imiş. İlm, bilê mâhir ilê âhir hep kâl imiş; İlm ile ârif bilê ta’rîf minvâl imiş; Münhâl iken ârifin feminden akan kâl Akan kâl değil, sadr kovanından bal imiş. Bal özü, çiçek bahçesinden nevâl imiş; Arı olanın bahçede femi minhâl imiş; Akar nevâlesi ağız havâlesinden, Dudaktan kâlbe akan bu hâl hep bal imiş. Ot ilm, ara bul; arı kul; us kab; kâl imiş Kâl inmemiş kâlbe, ukalâ bihâl imiş; Kabtan kâlbe, kâlbten kâlbe ine ine de … Bî kelâmsa da, yine de lâl fem, bal imiş. Bal yemiş, hep sevmiş-sevilmişgil, âl imiş; İçi hâl, bal dolu dostlugil yağ-bal imiş; İçi kâl dolu, dışı paltolu postlugil, Dostlugil olur mu kim, Hakk dosttan dâll imiş. Söz dinlemez bazı kâlb öküzü, mâl imiş Söz dinlemezken dinlediği kavâl imiş; Hoş afvdan anlayan aşşâk, gerisi eşek; Eşşek dîlle şeytan beygiri, biğâl imiş Hep kâl eden bihâl, özü boş, avâl imiş Dinleyen koyunsa, dinlenen kaval imiş Kaval, aval aval ses çıkartır, ne yazık…! Dinleyen nice zavallı angaval imiş Ebedî bî edeb hûş hâl hep hayâl imiş; Baştan ta sadra inmeyen ilm zevâl imiş; Ebêdîde-tebêdîde olmamaktır edeb, İlelebed edeb, bedende hep hâl imiş. ALİ, ilmin letâifte tutdur, hâl imiş Bu hâldan ağyâr her hâl hayâl-meyâl imiş Bu, “Us’dan kayıt, sudan kağıt” demek iken Aşkgâh sadra nakş olan hudra, hep bal imiş; Bal bu ya, boya, Hakk’tan pudra sürmek iken Sürerken sevmek iken, sürmeyen la’l(!) imiş |
Anlam ve anlatımı ile farklı bir eser...
............................................... Saygı ve selamlar..