DÂR AĞACINDA
Yiten hayallerim, şu umutlarım
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Geçmiyor gönlüme, yâr komutlarım Fermanı boynunda, urgan ucunda Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Hakim bir tepede, kutal bir sancak Ölürsem düşecek, bu sancak ancak Rüzgar da savrulan, sanki salıncak Var mı benin gibi, dertli Acun’da Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Vardır elbette ki, beterden beter Ömrüme bir huzur, gözümde tüter Mutluluğum için, bir sevda yeter Gözüm yok Dünya’nın, tahtı tacında Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Bir zorba eline, düşmüş av gibi Yalnızlık gönlünde, koca dev gibi Terk edilmiş, virane bir, ev gibi Ne ahlar sezmişim, bitmez acında Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Ara sıra, soruyorum, nerdeyim Yok olmuş umuda, inen perdeyim Kervanı yok, kuş uçmayan yerdeyim Gökçe çiçek olup, dağ yamacında Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Yaşlanmışım, gençliğimi, özlerim Kendime de geçmez olsu sözlerim Esti rüzgâr, tozla gitti, izlerim Eridim, tükendim, söz kıskacında Sallanıp duruyor, dâr ağacın da Kalmadı gör artık, ağzımın tadı Görmedim el gibi, ben de muradı Gün olur silinir, Lüzumsuz adı Gurbetle, hüzünün, bulamacın da Sallanıp duruyor, dâr ağacın da SADIK DAĞDEVİREN Aşık LÜZUMSUZ |
Yok olmuş umuda, inen perdeyim
Kervanı yok, kuş uçmayan yerdeyim
Gökçe çiçek olup, dağ yamacında
Sallanıp duruyor, dâr ağacın da
Tüm samimiyetimle harika bir şiir okudum.saygılar.yüreğinize sağlık