zü'lâl susuzluğuzü’lâl susuzluğuydu kumlara damlayan ardışık söylemlerin kurgusu zühre gölgesiz izafi bakışlara göre sûzidil bir hicranı zerkettin gövdemize “bahar bahçe” yanımızla “yaprak döken” yanımızın hudut çizgisine ve kumrular ağlıyordu öylece neden recmedilir kervansız kervansaray tüm odalarında senin şarkın çalınıyorken sus lütfen ağlamak için erken Sevmenin bedeli sürülmek belki Göbeği düşen çocukluğumuzun ter kokan sokaklarından bu yüzden kertidi aşımız bilendi kürek mahkumu gönlümüzün mihenk taşları bakır rengi bulutlar gibi telaşımız gizlendi göz bebeği dehlizlerine gitmelerin travması bu ne denir Farzımuhal |