HERKESİN HİÇ KİMSESİ...G/öğün tanıklığında tutuklu bir meltem olma Özrümü sunuyorum Tanrıya: Hicazı olmayan yansımasında Kuş kondurduğum düşlerimden sarkan Söz altı torbaları. Kaşıkladığım mevsimi süsledim tarçın ile: İçimin eşrafında yandı gemilerim Kitap niyetine ısmarladığım mevsimi Göndermeyi unuttu rüzgâr: Adımla yettim ben düzene Adımladım madem her öğün arası düş’ü Bir kıyımda ve tek çekimde harcadılar hayallerimi. Dengi olmayan bir şiirdim kimi gün Hüznü öğüten sefil düş’ün En kâfir yansımasaydım Tahliye ettiğim hangi yaramsa Sevgiyi kundakladı kimi ne çok kumpasıyla. Aşkı hâkim kılan tutanaklara Geçti ismim: Ne sivriydim ne dişi; Ne etken ne edilgen Yarım ağız severken hayatı Bir düş’e düştü yolum Zemherilerde uyumayı hep sevmiştim. Tarifesi olmayan bir acıyı da sonlandırdım kendimce; Düş sihirbazı yüreğimin en açık ara farkla Sevdiği çok mu belliydi sizce? Unutulduğum kadar unutmadığım Sözcükleri damıttım buğday değirmeninde Yonttum her sivri düş’ü Kıblenin izini sürdüm tüm gücümle. Tartaklanan hayallerim oyuna geldi Kerem benzeri gölgeleri hep çaldılar Aklına uydum düşbaz gezegenin Savurdum savrulduğuma inat Savundum tüm gizemi Aklıma biat bir bir öğürdüm tutsak kelimeleri Sildi süpürdü ahkâmlar Kalan son kırıntıları. Yenik düştüğümün izini süren Sakil gölgemle oturup hoşbeş edenler de olmadı: Olmadık gezegenlerde çadır kurmuştum Aklımı satıp gönlümü uyuşturmuştum bir şiir vakti. Hezeyan nöbetlerine merhem oldu her bir hece; Hecelediğim değil kekelediğim nasıl da belliydi Aşk dilinde bir mısra olmayı diledim Tanrıdan: Geri çevirmedi kulunu, son bir şans verdi ezelden. Kayıtların tümünü sildim Yeni baştan hikâyeler uydurdum; Kılığına girmedim kimsenin Herkesin hiç kimsesi olmayı hep yeğledim. Kanadığım da yalandı kandığımda Serlerimi yığmıştım aşkın gazabına Bir de irkildiğim dinginliğe rahmet okurken gece Esefle yıkadım yüzümü Terime bandım her bir heceyi Kanıksadığım değildi kardığım; Sevilmek idi belki de yerin göğün maruzatı. Çemberin yayıydım; Aşkın da ambarı gönül otağım; Sehven sevdiğimi bilmedi hiç kimse. Nazire eden üç beş yetimin başını okşadım Tanrının ellerinde çağladım: Tüten isi geceye uğurladım Umurunda olmasa da kimse’nin Herkesi olmak düşümdü: Düşündüğüm kadar düşlerim de tek gerçek. Ah’ları mimleyen hangi beynamaz kestiyse yolumu Yoldan çıkmak değildi ki hadise. Uğurladığım kadar uğurlanmadığım Nazarında ömrün zerre hitabımla Serildiğim mahzende yattım Bir batında doğan şiirlerimle süzüldüm Günbegün; İfrata kaçan sevgimi mimlemeseydi keşke hiç kimse. |
Savurdum savrulduğuma inat
Savundum tüm gizemi
Aklıma biat bir bir öğürdüm tutsak kelimeleri
Sildi süpürdü ahkâmlar
Kalan son kırıntıları.
Yaşayanın iç dünyasında ne yaşadığını kimse bilmez şairem sadece ahkam keserler uzaktan uzağa,
Ama yanınıza yaklaşıldığında bir boşluktur doldurulmaya çalışılan, kimliksiz siluetleriyle hiçbir şey gibi...
Betimlemeler deryasında yüzdüm, yüzdüm çıktım. Harikaydı. Sevgilerimle...