Mektup
Mektup
Bu akşam yine yalnız , yine yorgun uyudum Ölgün çiçeklerin Ağıdı düştü rüyalarıma Çiy çiy , Hezeyanlara karıştı bozbulanık hayaletler Etsiz , kemiksiz , gulyabaniler Taşıdım zihnimde onları Dolap beygiri misali Bakındım Korkuyla karışık , sabahlarıma Seni görmek istiyorum .......... Gözler de Seni gösteren berrak aynalar yok artık Eskidi Mehtaplar da sevişen sevdalıların düşü Artık Günlerim gecelerimden beter karanlık Ağaçlar sessiz , Kuşlar terkettiler ötüşü Seni haykırmak istiyorum .......... Ölüler mezarlığı bu şehir Bacalar da acı çeken dumanlar Verem sarhoşluğu herkeste Dağlar da yaban oldu Son ışıklarını yaktı yıldızlar Bir sarhoş gölge görüyorum İmreniyorum onda ki serencama Avucumuzdan çekip gitti Aşkımızdan kalan en güzel anılar Sevgilim Çiçekler soldu , ben ağladım , gün soldu Seni sevmek istiyorum .......... Her gece böyle karanlık olmak zorunda mı ? Uykular dipsiz ? Neden ? Rüyama girmiyor yüzünün gölgeleri ? Bulurum ümidiyle çirkin , Yada çelimsiz Elimi daldırıyorum kalbimden içeri Seni bulmak istiyorum .......... Kıskanıyorum Şehri yorgan gibi örten bu vahşi karanlığı Hoyrat vadiler de eriyen güneşi , Mavi denizi Hırslı bir balıkçının elinde ölen balığı Nerdesin ? kahinler mi duyuracak sevgimizi ? Seni sarmak istiyorum .......... Rıhtımlardan gemilerin düdüğü : Son yolcular hazırlanın ! Bir parça yamalı bez , Bir sulu göz , Gidenlerin azığı Kavuşturacaksa İki şen yıldız gibi ikimizi Bu yolculuk yarın Gel yıkalım ! Önümüzde ki şu imkansızlığı ! Seninle ölmek istiyorum. k.a.gazioğlu |