Sustu Bülbül Zarımdan
Alevi mi, ateş mi , köz mü bilemem
Yıldızlar söndü harımdan Ovada, yaylada, dağlar ardında Sustu bülbül zarımdan İşlenmemiş günahın masum sevdalarında Kapanmayan yaranın, kür aralığında Menzili duraksız, dalımı varaksız bırakan yâr Sanadır solgun gamzelerin yası Sanadır içimin dinmeyen kasırgası Ağır geldi kalemime yokluğun Hatıralar puslu, resimler silik Duvarlar yanar dokunsam Boyun büktü konuştuğum menekşe Benliğimi öldürdüm geceler tanığımdır Ya göster Cemal’in dönmesin dünya Şahlansın Sakarya,uyansın Konya, Ya sen cek ipimi ağlasın Ünye . Arkamda kalmasın yaralyaralı |