DEDEM....
DEDEM....
Özgürlük., çocuk ken döktüğümüz iki damla gözyaşı. Kurduğumuz binlerce hayal. Renklerin ebem kuşağında birleştiği kırlar. Özgürce uçuşan kelebekler in kanat çırpışları. Papatyaların rüzgarla okşadığı bedenlerin kokuları. Ak güvercinlerin yuvalarını yaparken taşıdığı taçsız zeytin dalları. Ah şu evrimler . Gençlik. Asiligin , hayat denkleminde sonucu olmayan İlk adımları. Gecenin ay ışığında yayılan na tamam aşk senfonileri. Delilik. Çılgınlık. Metabolizmanın asi düşüncelere yenik düşmesi. Velhasıl. Jöleye bulanmış saçların slim fit giysiler ile buluşması. Var ötesi olmayan düşlerin istemsiz egosu. Ah şu sebebsiz var olma çabaları. Sahil dalgalarına eşlik eden bestelenmemiş aşk şarkıları. Ellerini tuttuğun kızın şımarık hayallerini dinleyip atomu parçalayacak çözümler bulmak. Ve................... Dudaklara tatlı bir dokunuş. Kalbin Everest tepesindeki ilk zaferini kutlaması. Ah dedesi....... ......... Torunun büyüdü artık. Anneye Babaya sorgulamayan soruların ilk adresi sensin. Öyle ki...... Cevap verme hakkın torun sevgisinde canlanan aşkının son yüz metresi. Aman dikkat et DEDEM.... Torun meyve değil. Aşk iki zaman arası perhizi bozar. Ya tansiyonun çıkar. Ya da geç öten horozun yakalanma korkusu. Neyse........... Her şey gençlikte. Lakin DEDEM sen yinede korkma. Gençler senin yanında çırak kalır............ Not.... yetmiş yaşında ki çıraklar için çapkınlık dersleri verilir . Adres çapkın gaziler derneği.... 01.09.2023 Gürkan Baykal |