kızıllı yara sızılarıderin kesikler biriktirdim aklım d’üşüyor çaresizlikten bazen toplasam parçalarımı buz kesiyor ellerine gri bulutlar yüklenen gölgem akibetine mezarlar kazdığım düşüncelerim var bir de eli ayağı tutmayıp dili, damağından bağımsız büyüyen susuz kalan baharın seyrek saçları dağılıyor hep ve nereye dönsem yüzümü sözlerin bittiği yerde başlıyor elem kirpiklerimden akıyor ağıdı gidişinin içimde kızıllı yara sızıları bazen anlık telâşelere kapılıp gidiyorum evet lakin sanma ki avuçlarımdan siliniyor yüzün ay’ın altında mumlar eritip kanırta kanırta söküyorum yıldızları geceden gözlerime bakan gözlerini ısıtsınlar diye annem zaten en çok şafak vakti özlüyorum seni yılların sensizliğine fırtınalar koparsa da içim göğsümde uyuttuğum sesini duyduğum an, diniyor sancım boğazımın vurdumduymaz hıçkırıklarını bir kenara bırakıp göğüs boşluğuma dolduruyorum seni sen bakma şimdi menzili ıramış hüznüme öyle ağır aksak ilerliyor ki an eteklerine tutunamadığımdan, şu gözümün yaşı.. ..... kuzeyinkızı/geçmişbirzaman |