Rozâ..
Selam gün ışığımın süzgecinde yatan
Hazreti toprak adına Serüveni sihirli bir dökülme mirasında Sönüp yokolan Sonunu bildiğin filmi izlemek Ne zordur roza Bir şiire isöini yazmadan geçmek Yolu düşe kalkan bir mevsimin Şehrine vurur dimağı Dünyamın rahmet kapılarını Vurdumduymaz sokaklarında Açı açına Kapalı kapılar ardında Sana tuval öğretmek gibi Bir kokusu cümle tutmuş Bir burnu kapalı soğuğumun Ve vaveylası eksik Kalmış nârının hapishanelerine Ayı kaş arasında durmuş gardiyan şiirler Yetiştiriyorum Hezeyanlarıyla buluta su taşıyan Sanrısıyla yatakta boğazlayan Davalarımızın kamillerine Senin aşkını yazsın diye Denizinde bir büyünün Sahile vuran falımızın Huzura ramak kala Bekleyeceğim Cebi delik kafelerde ’Saati elifi elifine’ Kalbim durma noktasındayken Çocuksu gülüşlerle Turnası elinde bir gemiyi Cevazı cebinde bir atlıdan Ayırırken Şekersiz içilen çay gibi roza Ritüel bir türkünün Sana kompülfis dokunmayan Bir aşığa Seni gezgin bir kıyafetin bülbülünde şakırdayan Mevsimi ânda geçen bir tebessümle Gülizarında kır saçında Ovuşturarak avucunu kalbimle Hep beraber Seni seviyorum rozâ... |