ŞAFAK SAYDIM HER ŞİİR ÖNCESİ...
Kaftanlı yalnızlığımın durgun göl tadında hüviyeti:
Yaşamayı sehven lav ettiğim bir yenilgi Değil de hani içimin ikbalinde İkmale kalan öğretilerim: Kel başa nasıl bir tarak değil aradığım Belki de saçlarımı taramak istemiyorum bu gece. Uyurgezer nidaların eşlik ettiği O gök gürültüsünde Börtü böcek istila etmiş işte Müsebbibi hep kemirgen yanılgılar: Taş duvarların dibindeki kırık dökük lahitler: Zanla mıhlanmış kimi gölge: Nifak sokan şiirle arama Sırasız imge: Başlı başına bir bölük benim Günlük düşlerim; Soldan sağa yoklama yaptığım taburu Didiklerken iç sesim. Ne ahkâm ne de armağan; Ne sıra dışı ne olağan: Kayıtsız ve vasıfsız bir ön yargı: Kolaysa yakala ipin ucunu Bu külüstür ayaklarla Düztaban yürüdüğüm kaldırımlar: Arabalar üstüme hurra diye sürerken efkârı Yaya geçidinin de ihlali Bülbüllerin gül bildiği trafik ışıkları: Her renkte bir diyez saklı Ve her diyette yeni bir ölü: Şairin yıkadığı ölüleri Şiirle çıkar mı acaba diye, Bunca yalanın ve dünün kiri, pası… Lav ettim titrimi; Titremedi de ellerim Bağrıma saplarken kalemi Ve korkmadım şiir olmaktan Oysaki annem dokuz doğurmuştu Okul yollarında Ektiğim tohumları diploma niyetine biçerken. Afakı ölümdü dünümüm; Yarınım meçhul Yine de kimse sormadı çıkar mı yarına, Bu deli kızın içinde pişen umutları. Tüyden hafif benim düşlerim Belki katıksız saf ve marazi mizacım Bam teline sürterken eğreti pergeli Kundakladım işte hayatı Kundakladım nice yetimi Kurcaladılar ömrümü Biteviye mezarını kazdım hayallerin. Küpeştesinde ömrün Ben şafak saydım her şiir öncesi: Dingin rahlenin hayaline serildim; Yapraklarıma konan bülbüle soyundum Sakilce düşlerimi emanet ettim Terennüm erbabı sevdiklerime mersiyeler yazdım Biteviye Sancağın bitiminde; Sevi mektebinin kaldırımlarına döktüm de Eteğimdeki ağır ve yerinde ağarmış taşları: Bizim muhittendi iblis: Şer ve lanet yüklü teyakkuz Lakin serpilmiştim metazori: Yerini sevmişti içimde açan tomurcuk. Güleç yüzümde soldu minval; Göğün kamberine kurban verdim Çalgıcıyı Düğüne gittim yalın ayak Defteri dürüldü şahitlerin; Gıyabında sustu hain faniler. Namert değildi içimdeki teyakkuz; Aşkına sadık bir sarnıç: Yerle yeksan her diriliş Yine de ölümü sevmedim gitti; Sevdiklerime sır verdim Yel aldı gitti: Yol oldum ve sal: Sallamadı beni hain cihan; Sarnıcımda kıyam Gözü pek bellediğim her kuram: Ne de olsa yeni bir mersiye Sevgiye atıfta bulunduğum Gel geç aklın mahiyetinde Vakıf olduğum bir uğultu belli ki aklın oyunu. |
Başlı başına bir bölük benim
Günlük düşlerim;
Soldan sağa yoklama yaptığım taburu
Didiklerken iç sesim.
çok güçlü bir kalemsiniz özellikle uzun yazılmış şiirlerde sevgili şair, imge ,tasfir ,anlatım bakımından zengin sözcüklerle örülü bir eser, çok güzel bir yürek sesi, kutluyorum kaleminizi, selam ve saygılarımla