yangıçok, ama çok uzak bir masalda bir yokmuşluğa uzatırken elini bir varmışlık masal da bu ya sonbahar sararmışlığından umutlar ise kararmışlığından emzirilirmiş bir aşk tarafından… şimdilerde dilim söz yarası örselenmiş bir kere sessiz bir acı sineme diş diş döküldükçe bahar öpüldükçe ateş alnından oluk oluk dökülür saçıma tipisinde, tipsizliğinde grimsi karlar haydi ne duruyorsun çek git şimdi sende gözyaşımın izinden git ki, düşen damlalar ıslatmasın, yakmasın, incitmesin seninde tenini . … . hazanıyla, zifiriyle bir tuvalin tenine nakşolmuş mevsimleri içinde sorgulatan telaş yüklü gözlerin var dı ya ahh o gözler ahh… ne de güzel uyuturlardı fanuslaşmış, yosunlaşmış içim mağaralarımı çözüldükçe örgülerinden düş fısıltılarım titrek bir alevin can yangısı olurum ve boğuldukça şavkımda yakamozlar hicranı her dem aşk gibi, hayat gibi sürüklenir, vururum elbet bende bir gün karaya… ilhanaşıcıocakikibinondokuz |
Candan kutluyorum güzel kaleminizi şair...Saygılar...