İşgal...
Koparılmış güllerin vebali miydi lavanta kokularında saygı duruşları..
Çalınmış ruhlardan kuruntu hayalleri ezberlemek ya ... Velev ki sapasağlam çıktın girdab-ı deryadan , şans kıymığı battı ellerine... Yen’i içinde unutulan kırık kanadın sebep olduğu suçu dillendir diye sorsalar peki ... Meczup, kinaye fışkıran hallere abide rollerin kesilmesi ya ... Bakmanın çabasına düşmekten, görmenin serabını unutturan neydi ... Cefa dağına tırmanıp, yek acılar bende toplanmış tevazusuna ne demeli ... Tutuşan acılı alevlerin korlarına yüreğini siper ettin mi... Lokum tadında ve imkan sıralamasıyla kıyas etmek hata olur elbet ... Sızı tadı derler adına... Tabirlerin sözlüksüz, imlasız, devrik anlamını çözdüm mü bir nefeste ... Gıcırdayan bir kapıya dokundun mu .. Kaç çift el açmıştır o kapıyı umut bilerek ... Güneş saatinde oyaladın mı vakur düşlerini... Sır sessizliğinde kurup, dağıttın mı hepsini ... Seyir hallerinin boşluğuna bırakıp kendini, dönmemek istedin mi ... Kimse yok Kimse çok Kimse aynı Kimse sen ... Bazen düşlerine güneş aydınlığında izin vermelisin ... Tevazu sanıp acıya dönüştürmek isterler Kimseler... Aybüke |
Tebrikler güzeldi gercekten