YETİM BİR ŞİİRDEN BAŞKA NE Kİ KİMLİĞİM...
Dem’ini almaksa yargıların
Yangında kül olmuş bir yetim şiirden Başka ne ki kimliğim? Zaruri bir kıvılcım İçimin beyitlerinde infilak eden En haşmetli sağanak Dolduruşa gelen yüreğimde gizil bir sancı Andıkça aşkın adını Dilimden düşürmediğim Olsa bile bunca ön yargı İstifli benimle kenetlenmiş düşlerim. Hazin bir kelam İçimdeki izdiham; Lal şarkıların vuku bulduğu O karanlık tünel; Zifiri bir söylem mi yoksa inkârı şiirlerin? Tozutan ela bedellerin Sırrına vakıf Aşkın da hüznüne haiz bir sıradanlık Varsa yoksa batılı bunca yangının İçimde eriyen bir buzdağı Her nasılsa büyüyen güncem Kitli kabrinde yalnızlığın Huşu içinde ölmeyi temenni ettiğim. Yeniden doğmama vesile bir şiir daha İzdihamı yalnızlığın Bir tokat kadar firari Söylenmedik ne kaldı diyenlere Elimdeki altın tepside Yazılmayı bekleyen yazgım Rabbimin gücünde Vakıfım ben zayıflığıma: Zerreler ihtiva eder kimsesizliğimi Makamsız bir sitem olsa da Yolumun kesiştiği bunca elem Definde yalanların Nasıl da tok sesi karanlığın Şaibeli bir gölgeydi oysa Az evvel misafir ettiğim. Zimmetliyim işte sözcüklere Kefilim de içimdeki müvekkile Ne de olsa yansız bir seyirci İçimdeki neşeyi pay edişime. Sonlardan sakınmadım ben, azizim; Serlerde değil verdiğim sırlarda Yattım boylu boyunca Yine ihanetine uğradığım bunca faninin de gözünde Neyse iştigal ettiğim… Elbet bir zihniyet daha mal olacak hayatıma Ve düşlerime Akabinde o kesif sessizlik Keserken boğazını hayallerimin Ben hala mutluluğa dönüşmeyi bekleyen Bir yolun mutlak kavislerinde İç geçirdiğim kadar İçli niyazlarımın kulu kölesi olduğumun bilincinde Bir deli rüyayı daha sahiplenmeliyim Geç olsa da vakit Mademki dolmadı süresi Dün imzaladığım o akitte serili Her zerrem yine Hakkın nezdinde. Ben kâbus ötesi bir yenilgiyim Sadece aşkın doğasında Takılı kalmış bir düşün esiri Belki hayatın eseri bir zulümden de Kaçamadığım İlk günden beri saklı masumiyetim. |