Sen miydin o
Sen miydin o
-Aklı sıra- kapattığım perdeleri zorlayan Ve kapı aralığından -ha gayret- sızmaya çalışan ışık; UMUT Sen miydin o Kulağıma fısıldanan ve beni uykulara meyleden Kafdağı’nın ardındaki o güzel masal; DÜŞ Sen miydin o Çocukluğumda güneşe yol ettiğim derme çatma uçurtmam Ve deli dolu -bedelini ödediğim düşlerim gibi- Güneşin ilk ışığıyla sabahlara koşan zorlu sevdam; ÖZGÜRLÜK Sen miydin o Öyle paldır küldür ölen yoldaşları aklımıza düşüren Ve bu en güzel günümüzde -tam da gülecekken- Gidenlerin ardından çat kapı yüreğimize konaklayıp Bütün ağırlığınca üzerimize çöken hasret; HÜZÜN Sen miydin o Onca acının ardından Bir çocuk oyununa koşar gibi nefes nefese Üşüyen ellerime sımsıcak sevincini hohlayan güneş Ve dudaklarımda öyle mavi-öyle yeşil boy veren gülüş; SEVİNÇ Sen miydin o İnsanlığın yürek kapısında -gülmek kadar güzel- eylemler koyan Ve sevince bir insanı Tepeden tırnağa güzelleşen militan; SEVGİ Sen miydin o Karlı dağları bir solukta rüzgâr gibi tırmanan Ve bıçak sırtında -uçarcasına- Okyanusları, çölleri ve nehirleri aşan en deli/en divane Ve en güzel, en yenilmez ve en güçlü duygu; AŞK Hoş geldin Merhaba hayat… |