YOL AZIĞISarı çiçek, yeşil çimendi dağlar, Hasretimi taşımıyor turnalar, Bana ağır geldi, bu son vedalar; Dertten, elemden de büyük özlemim, Bunca yükü kaldırmaz da yüreğim. Dokundukça ağlıyor bak, gözlerim, Kaçıncı veda da düştü ellerim? Hergün biraz daha daralır yerim; Dünya küçüldü de, ben mi duymadım? Bir şey koptu benden, anlayamadım! Bizden bile neden kıskandın anne? Mavi gözlerini düşürdün öne, Hüzün çiçeğini döndürdün güne; Ben yazmadım künyeme bu gurbeti, Bekler misin yine özlem nöbeti? Bekle anne, söz dedim geldim baharla, Soğut yüreğini bembeyaz karla, Sen bilirsin beklemeyi, vakarla; Beklemektir senin en büyük işin, Dünyaya beklemek için gelmişsin.... Gitme diyemedin, kal diyemedin, Bu gün, dünden daha derin gözlerin, Seksen yıldır, katmerlendi kederin; Dağ olsaydı, dağılırdı, çökerdi, Senin çektiğini, kimler çekerdi? Beni yola, seni hana yazmışlar, İkimizi, bir elekten süzmüşler, Sana ana, bana bala demişler; Bağdat göçtü, kaldın yine ana, yar! Bak, bana el eder, bir başka diyar... Hayrettin YAZICI |