ENCAM
Ah! keşke, bir dirimlik derinlik olsaydı
Arzu pekmezine bulanmış sözlerinizde Oysa ne kadar sahte, ne kadar sehte yan Sesinize giydirdiğiniz o sahtiyan kılıfta Gerçekler belki katran, gerçekler âyân Ama yok duyan; illa çok duyan Duyduğuyla yaşayan, gördüğüyle kör olan Ah! Ne çok konuşan, boş konuşan, hoş konuşan Sesler birbirine karışırsa gürültülü sessizlik olur; Örneğin memleketim sese aç, aç sese aç (Aç ses: barış, adalet, özgürlük, hak çağıran ses) Örneğin memleketim ceketim diyenleri kusmaya aç Söz, ehil ağızda kırılmaz, yeniyi arar; son közü külleşmemiş tözü Bundandır hep derinde en derindedir sözün gözü Bundandır gizi, bellekte bıraktığı izi, niyazı nazı Yıldızı barışmadığı kalplere bıraktığı sızı Söz, sizin özünüzü yansıtan şehla ayna Kimi resimle kimi yazıyla kimi ağızdan çıktığında İlk insandan bu yana Ah keşke, bir dinlenmelik gölgelik olsaydı İbrişimden örülmüş yeğnik sözlerinizde; Belki güneş cana vurur yine gama düşmezdik Heyecana gelir insanlık yolunda encama gelmezdik ENCAM:İŞİN SONU YEĞNİK: HAFİF SAHTİYAN: CİLALANMIŞ. DERİ TÖZ: KÖK , ASIL |
Bundandır gizi, bellekte bıraktığı izi, niyazı nazı
Yıldızı barışmadığı kalplere bıraktığı sızı...
Sayfanızı iade-ziyaret maksadıyla girip,ismini ilginç bularak tıkladığım,
böylesine derin ve ince bir şiiri okuduğum için onur duydum.