EY SEVGİLİ
yokluğunu hangi dil
hangi tercüman çözer bu hasreti hangi kelimeler anlatır sana özlemimi hissettiğim acı gerçektir gözümden dökülen yaşlar suratımı ıslattığında anlarsın, kollarında seninle hayatım son bulduğunda büyüyen bu duman kalbimin kara sisi ben hiç geçmedim o sokaktan sen bakarken ardımdan dur bile diyemedin ey cesaretsiz ve ürkek korkma, içinde benden kalan iyilikleri alıyorum usulca kötü anıları senin eserin olarak sunuyorum tüm aşıklara hep suçlarlar ya kaçanları senden mi kendimden mi kaçıyorum uzaklara ayrılık acı verirken bile bana kırılmış can parçaların batıyor ruhuma kanatlarım kırıldı savurdum rüzgara öyleyse bir hoşçakal bırakıyorum sana ve kara sevdama şişmiş gözlerin uyuşmuş zihninle göz gezdirirsin bencil dünyanda şaka mı bu diyerek uyanmak istersin ya gerçeklerden aşkımızı cehenneme nasıl attığını o an anlarsın ey zavallı yar mavisini alıyorum gökyüzünün siyahını bırakıyorum son kez ELVEDAYA |