Acık'MamakŞiirin hikayesini görmek için tıklayın 80 Sonu...
Erdal Eren için... I Ellerim elinize değerse öğrenirdi konuşmayı Ve hiç dokunamayışın hüznüydü susmak I Her sana gelişimde yoklanmıştı avuçlarım gül kokusu var mı diye Bir de Nüfus Cüzdanımdı tutsak gıpta etmeyesin diye ’hürriyetimize’ Kandıramamıştı seni bin yılık büyüsü bile kutsal zeytin tanesinin Onur açlığının yirmi dördüncü gününde Senin için bir hayli daraltıldı gözenekleri tellerin Makarada iplik cisminle süzülüp ellerime dokunursun sandılar Bize de ’Önünüzdeki gergin tellere yaslanmak yabancı bir lisanla konuşmak yasaktır’ dendi Sadece kirpiklerim hoşça kal dedi sana Ellerim arkada kenetli kaldı II Senin ellerine değmek istedim dostum Kalbin avucumda atsın istedim Uyku kahpeliğin muhabbet telalıyken sıcacık bir “Günaydın”dı gözlerin Mırıldandığın türkü elden ele nefeslenen bir sigaradır damda Sen sen ol da dam için Gözlerini unuttuğun şu mahzun adam için kendine kemlik etme Gül kokmaz avucum nefesin yoksa |
hadi vurun beni
ölümün kelepçesi bende...