İmrenerek
Aklımda küçücük bir fikirdi,
Oradan elime yüzüme bulaştı umutlarım, Heyecan sarmaladı, battaniyeler, yorganlar gibi, Ruhum belki arzulu bir şair, Fakat ceplerim, hayâl kuramayacak kadar fakirdi, Dedim ki "unutmalıyım" Şimdi en büyük tiyatro yalnızlıktı, revaçta, Yalnızlık, kimi zaman zehir, kimi zaman ilaçtı, Adamına göre, Hikayeleri canla başla dinlerken kulaklarım, Duyduklarına imrenmesin de ne yapsın, On iki yıldır müebbetini yatan adam, Çok fazla görmüştü dünyayı, Tecrübeye sahipti, hayata dair, Ben halen elde, avuçta, akılda kocaman, yuvarlak bir sıfır, Ne yeşil bahçelere girmişlerdi, Kıyılarda oturmuş, arkadaşları da olmuş sürüyle, Tahta taburelerde, ne dertli, Ne çakır keyif, haramları devirmişlerdi, Tam olmayı isterken kulaklarım, sağır, Dayaklar yemiş, atmış, galip çıkmışlardı, Ne garip şehirlerin gecelerinde, Koyunlarında başka başka kadınlar, Namussuzca ama, yatmışlardı, Pamuk gibi bedenleri okşayan eller, İşlemişti ne büyük suçlar, ne cinayetler, Tam derken "artık yeter!" Sanıyorken yüzleri kızarır; Kulaklarım kanar artık, acır, Aynı namussuz adamlar, Ne güzel kadınlarla evlenmiş, Ne güzel çocuklara gebe kalmış kadınları, Soran olursa; Çok sular akmıştı köprülerin altından, Şimdilerde neleri kalmıştı ki birkaç kaçamaktan, Arsız birkaç akşamdan gayrı! Ne borçlara, ne bataklara girip çıkmışlardı, Alınlarının akıyla, Tımarhaneleri de tatmıştı bazıları, kaçırdıkları akıllarıyla, Ben halâ aynı bataklıkta yıllardır yüzerken, Yaşlanıpta, duymaya başlayınca kulaklarım ağır, Dedim ki: "Unutmalıydım" |