15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1183
Okunma

yağmurun ayak sesi
uyandırıyor uysal sabahı
yorgun panjurlar açılıyor
fırtınalı bir güne…
-velensenin saçaklarında bitkin ümitler
saçımın karlarında hüznün ayak izi-
kehribar düşler tökezliyor sırça köşkün eşiğinde
acılarla dayalı döşeli odam titrerken
gülüşünü saklayan
içimdeki suflöre isyan ediyorum
-gökyüzüm göçük
avuç içimde örselenmiş kader çizgim-
sarı humma ateşinde eriyor sevda
hüznün ürperten serinliği g/özümde
üşüyorum…
ansızın sesinin suları geliyor
keklik ötüşüyle
sevinçle haykırıyorum
tut elimi bırakma…
yalım hayalin uzaklaşırken
esmer bir kuş kanat çırpıyor
yüreğin karanlık hücresine
ayrılık kelepçesi bileğinde...
bitkin kentin perdesi kapanıyor mavilere
sürrealist isyanlar içinde
hayatın kırık sehpasını itip
uykuya dalıyorum…