Şiirlerle yolculuk
Bir yol var önümde,
Uzun bir yolculuk Yerimden zerre kıpırdamadan, Kalem kalem, harf harf, kelime kelime Çıkılan bir yolculuk. Yazıyorum, yazmalıyım, yazılarda aramalıyım seni Lakin kağıt yılgın Mürekkep yorgun Kalemim de takat yok. Kaç tepe, kaç dağ geçmeliyim seni bulmak için, Kaç coğrafya kaç iklim arkada bırakmalıyım, Araya ummanlarmı girdi, kıt’alarmı, Söyle Hangi yolun sonu sana çıkar, Hangi köşe sokağına döner, Kaç tren garı hüznü daha görmeliyim Kaç kompartıman camında daha aksim kalmalı. Dizlerimde artık derman yok. Sırtımda ağır bir heybe Heybemde 35 yıllık yaşam Yaşamımda, umutlar, yıkılmışlıklar, sevinçler, hüzünler, Gözyaşları, tebessümler dualar, dualar, ve dualar Sana dualar, seni dilenen dualar, Göğe açılmış avuçlar, Yere eğilmiş başlar var Gece oldu, vakit geldi yolcu hazır Ama yön verecek yıldızım yok. Söz diyarında yürüyorum, Belki karşıma çıkarsın diye, Fûzuli’yi görüyorum yol üstünde, Avni’yi dinliyorum Şeyh Galip’le dertleştim bu akşam üstü Năbi ile tanıştım, Nazım geçti yanımdan az önce Necip Fazıl’ın sigarasını yaktım Çok şiir gezdim, çok divan dolaştım, Leyla’dan, Aslı’dan bir çok bahseden var Senden selam getiren bir Allah kulu yok. Her çeşme başında, her pınar kenarında Yangınıma çare aradım. Savaşların içinden geçtim, Kılıçlardan nasibimi aldım. Kanım oluk oluk aktı, Ölümü gördüm, ölümden döndüm. Esir düştüm, sorgulandım. Sustum Konuşmadım Zira lügatımda Senden başka kelam yok. |