Dilin Döktüklerini Gönül Süpürüyor
Bilemezsin cancağızım ,
Gönül bahçesine söz geçiremezsin , Açma dersin açar, Hem öyle bir açar ki , Her yaprağından anılar sızar. Bir kokuda , bir naif dokunuşta irkilir acıyanların , Bir güzellikten nasıl yanar böyle canın ? Kök salmışsa gönüle bahar renkli sevdalar , Gözlerini kapasan da , kokusunda yaşayanlar var. Gelemem cancağızım , Susasa ömrüm ömrüne yada sesine , Bir kere daha dinlemek istesem seni sessizce , En yakınında, bir adım uzağında olsam ellerine , Tutamam , bir kere daha gözlerine öyle bakamam . Sen anlarsın bu acının anlamsız tadını , Bilirsin yokluğun içinde yeşeren ümitleri , Bilirsin can attıklarını , canından atmanın elemini , Bilirsin kara sevdam , bilirsin gelememenin acizliğini . Olmuyor cancağızım, Ne var ki dilin döktüklerini, gönül süpürüyor , Düşünüyorum bir sevda nasıl susuz yeşerebiliyor ? Bir şiir yazılmadan nasıl okunur ? Veya dalmadan uykuya nasıl rüya görülür ? Anlatırmısın bana sahi , yokken nasıl var olunur ? Nasıl bunca mesafeye inat sevdanın kokusu duyulur ? Bilsem bir sensizliğe nasıl kafa tutulur ? Korkuyorum cancağızım , Bilsen ah bilsen elim yüreğimde gün sayıyorum, Gecenin ayazında sana yazıyor , Isıtamadığın buz kesen ellerime ağlıyorum , Hatta bazen yanımdasın sanıyor sana dert yanıyorum , Ah o an sevdam o an ... Yokluğunun yüzüme bir tokat gibi çarptığı , Yalnızlığımı en derinden hissettiğim an , Yanıyorum , Dumanım dahi yok öyle kimsesizce yanıyorum ki ; Binbir acıya bulanıp , olduğum yerde kalıyorum , Gelmeme ihtimaline sancılanıyorum , En acısı da boğulduğum göz yaşlarımı kendim siliyorum , Biliyormusun ? Aslında ben seni çok özlüyorum . |