argoristan sekmesiyaratılmış tanrılarını yaktığın kentler tenini dişi bir yılan gibi yalayan is kokusu kaşlarına çivilenen gerginlik isimsiz eşkiyaların çelikten vurgusu avuçların sokaklarına çizimlenirken uzak yakın ölümlerin kanlı yazgısı bas bakışlarının namlusuna domdom kurşunları çek şakaklarına yuvalanan mitralyözlerin tetiklerini can çekişen hayvanlar gibi soluyorken göz bebeklerinin süzgecinde zamanlamalar esmer düşlerin kıyılarına soyun annenin helâl somunlarda giydirdiği çocukluğunu küfrün anaforları tekmeler atarken vicdan kürsülerde taburene ölümlülüğünün şerefine kus iblislerini ağız dolusu cesedini gömüyor kızıl kuzgunlar grinin uzak cehennemlerine seyret ruhunun sonsuza tecrit parmaklıklarından erguvan dallarına asılan salkım beyazı umutları kezlerde yaşamın ve ölümün mührünü vuruyor çözülen varlığına bilmediğin dillerden metinler mırıldandığın saliseler kollarını omuzlarından koparcasına aç aç kırmızı çatılı kepiç evlerin alevden kapılarını sahiplen alnı tuz devşiren yağız yüzlü babaların göğüslerinden ezelden beridir işlenmiş en soysuz günahların büyük bedenler giyinmiş çocuklarını . |