alacadolunay orkestra şefliğini üstlenir ve gümüş kadehlerde sesizliği içmeye meyleder gece .... ışığa aldanan kelebekler misali taş duvarlara çarpıp geri geliyor zihin görücüye çıktı astarsız kelimeler eldesi eskitilmiş koca bir ömür keder yine kendini kusmak üzere bu şehre yolun sonu alaca bir karanlık etrafta solungaçsız balık gibi çırpınan esrik düşünceler tam topuğuna sıkılası bırak yok oluşların peşinde savruladursun anılar -bana sen lazımsın silik bir rüzgar yüzümü okşuyor bazen duygu yoksulu gibiyim ama kendimi bile unutuyorum ve hatta konuşmayı da -işte tuttum kokunu, gidemezsin her renk birbirinin aynı sanki hepsinin kapısı siyaha açılıyor yetilerim kayboluşta sesim de sustu kader üstüme üstüme devirirken ağlarını aldırma sen bana ellerini ver hadi öpmeliyim gölgenden henüz nefesin bitmemişken kuzeyinkızı/babam |