SALİH
SALİH
Öylesine Salih öylesine bir sus düşer dilime o an yol alırım bilinmezliklere sanırsın Evliya Çelebi ezelden ebede göç edip durur dur durak bilmeden yorulmadan başlar münzevi yolculuk rahvan adımlarla hiç bilinmedik ırksız coğrafyalar arşınlarım ve sonra gün doğmadan az evvel içimin derinliğinden bir sela duyulur yığın yığın ölüler taşınırcasına geçmişten geleceğe bir kez daha susar bir daha dönmemek üzere yürürüm Salih bir sığla düşün hani diyorum ki oturtmuşken yüreğimin nüvesine ben onu öylesine nadide öylesine naif bir uçtan bir uca Marmara gibi varsay ki çığlık çığlığa martılar susar varsay ki ağıtlar yakarak şahitlik eder içimde boy veren erguvanlara sonra avuçlarımda zamanın kir birikiği dokunmak istesem bir yüreğe yok olur bütün geçmişim heyhat yoksa ben de mi bidat’a düştüm ne zaman tüketildi temiz aşklar Salih ne zaman tüketildi insanlık ne zaman salih Efkan ÖTGÜN |