1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
1050
Okunma

hüzün ’eylül’ derlerdi hep.
ne bir diriliş, ne de yeniden doğuş
her daim beşe çarpar, dokuza böler, çözemediğin de ise, dumura uğratır seni!
yani, zikzak çizdiğin
ucu keskin, çakıl taşlarıyla dolu
bazen de, fırtınadan kopan ağaç dallarıyla kaplı, yol gibidir kendisi!
korkularımızdır eylül!
biriktirdiklerimizdir hüzün
ve ’kalmayı seçmeyen’ bencil gidenlerimiz hep
biz buna ’aşk’ deriz, sevdaya dair yanılarak
oysa bazen hastalık, bazen kaybetme korkusu karışır mayasına
ardından kalbinde ki ritm bozulur, gözlerinde ki ışık söner, veda eder bize!
kısacası eylül, gel git aklının, düşündükçe çıldırdığı, araf bölgesi
kalp eşiğine sakladığın, göz ardı ettiğin hüzün, cehennem bekçisi!
yeni bilenmiş bıçak, makas, çekiç, satır, vesaire pala gibidir kendisi...
Adnan Bilgiç
19.9.2018
5.0
100% (5)