YANILDIĞIN KADAR YALNIZSIN...Pastel yalnızlığında şehrin Bir şahikanın kanadına serilmiş gizemin Nutku tutuldu zahir. Naşını götürdüler akabinde Şehrin gazabına yenik düşen güvercinlerin. Perdesi çekili evlerin ikiyüzlü dünyası: Soluk tenli pejmürde kadın Yangının tenine dönük yüzünde Olmayacak her duaya âmin dediğin, En acısı değil mi, Yüreğine zılgıt yediğin O tutuşan çarkı ellerinle sahiplendiğin… Bir gece yarısında Ayrı düştüğün ana babanın özlemi düşüp de Yüzüne efkârın, Derinlerde bağışlamak belki de Ah’ların doğasına yığdığın İki satır kelamın. Yanlı olabilir mevsim; Şaibeli ayların dokusunda hep mi hazan? Yüreğin dokusu ise eprimiş ayan beyan; Satırlardan alıp hırsını Doğasında bunca hüsranın Ağır bir yenilgi Gün düşüp de yüzüne Işıltının kabzasında Belli belirsiz bir karartı Örtüsünün altında yalnız bir kadın Mahremiyetin sağdıcı. Şimdi teyelle her zerreni Zehirleyebilirsin de her hücreni Sonrası kolay: İstiflediğin kadar haykırışların dinmeyecek Yanıldığın kadar yalnızsın Kadınlığın coğrafyasında Her daim reşit olmamış bir acısın. Aramızda tabii ki bu sır Hele ki; söylenmemişlerin de boynunun borcu Zapt ettiğin kadar duygularını Zafere en yakın tanıksın. |
Bazen yandıkça yazıyor bazen de yaktıkça yanıyorum, yalnızlıktan korkmuyorum artık
Dediğiniz gibi
Zapt ettiğin kadar duygularını
Zafere en yakın tanıksın.
Anlamı ve anlatımıyla doyumsuz bir esere daha imza atmışsınız Gülüm Hanım
Kutluyorum sizi canı gönülden, emeğinize yüreğinize sağlık
Selamlar saygılar efendim....