4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1279
Okunma
Düşyüzüne çekimli dizelerle deli
yalnızlığın lehçesi şiirler:
daha ilk dördününde ömrümün
hayır mimarlarına öfkesini kusar
kustukça "içeri"lere içerlenir
gökyüzünün içine kapanırım
kustukça ev içlerine sıkıştırılmış gündelikçi aşklara
şaşkın şakaklarımla mürekkep arası hüzünlere uğurlanırım
uğuldarım,yerin hummalı yüzünde uğuldarım
buğulanır anıların belliğinde sırça sözcükler
ağulanır gündelik akıntıda kıt kanaat biriktirdiğim düşler
ki
her düş dönüşlerimde ses hızıyla düşerim
paslı gürültülerin burgacına
burgulanmış dilimin sargısız yaralarıyla
usumun ve ulusumun çıkmazlarına ulanırım
bulanır;daha ilk yağmurlarını bekleyen
gökgürültülü yüzüm
bunalır;rüştünü kendine ve kentine ıspatlayan önsözüm
közlenen hüznümün harlanan özlemiyle
çağırsam diyorum...
çağırsam;sağır dakikaların,ağır kırımların
irinli sesi,békes’i
çağırsam;-tırmalayarak açılarımı-
"yokuş yola" tırmanan herkesi
çağırsam...
çağrıştırsam daha ilk dördününde bir ömrün işleyebileceği
tüm suçları
yoksa nasıl (s)aklarım kendimi mumyalanmış bu milletten
bu illettten
nasıl?
Nasılsa yalnızlığım parsellenmiştir
bir yanım açlık öteki yanım çağlık
ve toprak rengi dilimde bitmeyen hıçkırık
Katlanmalıyım biliyorum
katlanarak kanıtlamalıyım çünkü suçumu
ki kanatlanabileyim düşyüzüne,
"benim kentimi öldürdüler/dakikalar bile duymadı..." Şérko Békes